federasyon kupasında 7 maçı da galibiyetle bitiren
beşiktaş şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı
dün gençlerbirliğini 3 – 0 gibi farklı netice ile yenen siyah – beyazlılar umumiyetle güzel bir oyun çıkardılar
beşiktaş dünkü maçın ilk devresinde kupa şampiyonu namzetliğine yakışan bir futbol oynadı. eğer metin'in —belki de uzun zamandan beri forvette oynamamış olmanın verdiği telaşla — ezdiği, savurduğu, kaçırdığı toplar olmasa. ilk kırkbeş dakikada beşiktaş'ın bütün elemanları «vazifesini yapmış» sayılabilirlerdi.
mevsim sonuna doğru toparlanmağa başlayan siyah - beyazlılar, iyi başladıkları federasyon kupası maçlarının son haftalarında, biraz da şampiyonluğa yaklaşmanın verdiği şevkle iyi bir futbol göstermektedirler.
şampiyonluğu «garantilemiş» olmamakla beraber, izmir'in siyah - beyazlı takımının bir sürpriz yapması ihtimali pek az olduğuna göre beşiktaş federasyon kupasını artık hemen hemen «almış» sayılmalıdır.
iki ahmet’ler
dünkü kadroda b. ahmet'i sol beke, metin'i sol açığa almakla neticeyi sigortalamak gayesini güttükleri aşikârdı. filhakika b. ahmet, hızlı oldukları cumartesi günü görülmüş olan gençlerbirliği forvetinin sür'at kozunu sıfıra indiren bir cevvaliyet içindeydi ve haf hattının rahat oynamasını temin eden en büyük unsur oldu. fakat takımın — hattâ sahanın— en iyisi k. ahmet'ti. eğer ikinci devrede sık sık ofsayda düşmese, ve ali ihsan’la coşkun’un hazırladığı birkaç güzel pozisyonu ezmese, birinci takımda oynamağa başladığından beri en güzel maçını çıkarmış, «fevkalâdeliği» hakketmiş olacaktı.
gençlerbirliği müdafaası dayanabilirdi
kırmızı - siyahlı müdafaa. beşiktaşlıların çok güzel oynadıkları ilk devrede pekâlâ başarılı sayılabilirdi. santrhaf ali, karşısındaki santrforun hem bedeni imkânlarına hem de sağa sola mükemmel paslar dağıtmasına rağmen takımının en becerikli elemanıydı. k. ahmedi, bütün süratine, kıvraklığına rağmen, kaybetmiyor, üstelik ali ihsan'ın usta bir kurt inceliği ile yuvarladığı toplar da «avlanmıyordu». ali'nin bu durumuna tekin’in de bitmek bilmez bir enerjiyle ileri geri çalışması eklenince kırmızı - siyahlı müdafaanın kolay yıkılmaması mümkündü. üstelik kaleci kemal de mükemmel top takip eden bir kaleci intibaını veriyor ve — 29 uncu dakikada k. ahmedin 18 üzerinden attığı köşeyi bulan sert şütü bloke edebilmek gibi — kalburüstü kurtarışlar yapıyordu. hülâsa başarılı beşiktaş forveti karşısında gençlerbirliği müdafaası daha fazla «dayanabilirdi».
beşiktaş zayıf tarafı yakalamıştı
böylece kendi yarı sahasında gençlerbirliği forvetini «tesbit» eden beşiktaşlılar bilhassa b. ahmedin canlılığı sâyesinde boş sahada eşref, nusret, ali ihsan üçgenini bir antrenman rahatlığı içinde bırakıyorlardı. bu üçgenin ileri köşesini teşkil eden ali ihsan da bunca senelik futbol hayatının bütün müktesebatını ortaya koyuyor, arkadaşlarına isteyebilecekleri en iyi pasları veriyordu.
üç avrupai gol
19 uncu dakikada k. ahmet'in ali ihsan'a çok güzel bir pasla verdiği topu, o da bütün müdafaayı ekarte eden bir pasla havadan nazmi’ye gönderdi. nazmi kaleciyle karşı karşıya idi. stop etti. bir an bekledi ve kemal'in sağ tarafına soğukkanlılıkla topu plâse etti: 1 - 0.
30 uncu dakikada, o âna kadar fevkalâdelikler göstermiş olan k. ahmet geriden aldığı bir pasla, fırladı. üç kişi arasına dalıp kıvrak hareketlerle hepsini geçti… topu sağa ortaya aktarmak için adam arıyordu. ama bu o kadar âni bir dalıştı ki arkadaşları çok geride kalmıştı. en umulmaz zamanda kapalı köşeye gönderdiği falsolu bir şütle kemal'i gafil avladı:
80 inci dakikada, artık maçın 2 – 0 biteceği tahmin edilirken ali ihsan, ileri bir pasla kaçtı, attığı şüt kaleciden nazmi'ye geldi, sakat bulunan nazmi’nin attığı sert şüt tekrar müdafilere çarpıp ali ihsan’ın önüne düşünce: 3 – 0.