ilk yarım saatte üstün oynayan ve devreyi 2-1 galip bitiren sarı - lâcivertliler, ikinci devrede g. sarayın canlı ve azimli oyununa mahkûm oldular.
namık sevik
dünya spor efkârının nazarlarının melbourne'a çevrildiği şu günlerde spor dünyamızda mühim bir yer işgal eden fenerbahçe - galatasaray rekabeti gene alâka görmüş ve 24835 meraklı gene mithatpaşa stadının yolunu tutmuştu. maçı müteakip stadı terkedenler içersinde sarı - kırmızılı renklere gönül verenler memnun, fenerbahçeliler ise müteessirdi. fakat futbolde ölçüsüz heyecan kovalamayan seyircileri üzen tek şey, ezeli rakiblerin her fırsatta birbirlerine ğirmeleri ve el, ayak şakalarına tevessül etmeleri idi. uzun senelerin efendice rekabetinin bu çığıra dökülmesi için doğrusu hiç de sebep yoktu.
g. saray tam bir kupa maçı oynadı
galatasaray takımı dun tam mânâsiyle ezeli rakibi karşısında bir «kupa maçı» havası içersinde oynadı.
sarı - kırmızılılar ilk yirmi dakikalık zamanda rakibinin üstün oyununu kabul ederek gol yememek için müdafaa taktiğine başvurdu ve diğer taraftan da oyunun sür'atini yavaşlatmak çârelerini aradılar. bu arada sertlik yoluna sapmaları dikkati çekti.
1 – 0 galip durumda olan ve iki muhakkak gol kaçıran bir takımın rakibinin hırçın hareketlerine kendisini kaptırmış olması elbetteki aleyhine olacaktı. nitekim oldu da...
sarı - lâcivertli takımın mağlûbiyetini müdafaası hazırladı. naci hariç vazifetini yapan bir tek futbolcu yoktu. buna misal olarak orta hafta sakatlanarak solaçığa geçen ergun’nun, ikinci golü atması ve metinin golünün de gene ergun’un pasından yapılmış olması gösterilebilir.
hücum hattında can. durgun ve istenilen hareketleri yapmaktan uzak. şirzat lüzumsuz derecede sert lefter sönüktü. ergun ve şeref. iyi not alan futbolculardı.
maçın cereyanı ve goller
oyuna saat 13.30 da galatasarayın vuruşu ile başlandı. ilk dakikalarda kombine akınlarla rakip kaleye yüklenen fenerbahçeliler, tam 5 inci dakikanın dolduğu bir sırada top lefter, şirzat ve can’ın ayakları arasında mekik gibi dolaştı ve neticede can'ın sert bir şütü ile galatasaray filelerini buldu.
bu golden sonra oyunda fenerbahçenin tazyiki artmıştı.
10 uncu dakikada şerefin çektiği şüt kaleye girerken şirzatın sırtına çarparak dışarı çıktı. akabinde lefterin çektiği şut direğe vurarak galatasarayı 2 - 0 mağlûp duruma düşmekten kurtardı.
fenerbahçe baskısından bir anda kurtulan sarı - kırmızılılar maçın 13 üncü dakikasında metinin sağaçık mevkiinden yaptığı ortayı takip eden kadrinin attığı şütle beraberliği temin ettiler 1-1.
bu golden sonra oyunda bir muvaveze hâsıl oldu. fakat bu, uzun müddet devam etmedi. fenerbahçeliler ergun'un şütunu bloke edemeyen turgaydan seken topa yetişen şirzat'ın plâs vuruşu ile ikinci gollerini kazandılar: 2-1.
36 ncı dakikada ise metinin kafa şütu kaleye girerken akgün topu eli ile tuttu: penaltı?.. penaltıyı metin mûtadı hilâfına fena bir vuruşla dışarı attı. ilk devre böylece 2-1 fenerbahçe lehine sona erdi.
ikinci devre
ikinci devreye galatasaraylılar hızlı bir tempo ile başladılar. fenerhahçeliler ise dağılmış ve hücum insiyatifini rakiplerine kaptırmışlardı.
8 inci dakikada ergun'un sakatlanarak solaçığa geçmesi oyunun seyrini değiştirdi. 15 inci dakikada kornerden gelen ve fenerbahçe müdafaasının bir türlü uzaklaştıramadığı topu ergun sakat ayağı ile fenerbahçe ağlarına gönderdi: 2-2.
bu golün yapılışından 14 dakika sonra yâni 32 nci dakikada yine sakat ergun'un yaptığı ortayı metin havada ters dönerek şahâne bir şütle fenerbahçe ağlarına gönderdi. doğrusu bu gol sahalarımızda ender rastlanan nefasette idi: 3-2.
gittikçe sertleşen ve hırçınlaşan bir hava içerisinde maç 3-2 galatasarayın galibiyeti ile sona erdi.
federasyon kupasında mühim bir engeli aşan sarı - kırmızılı takım böylece şampiyonluk yolunda hakiki söz sahiplerinden biri oldu.