fenerbahçe, umduğuna değil bulduğuna kavuştu… amumi kanaat rahmetli olmak yolunda bulunduğuydu sarı – lâcivertli renklerin… gerisi gerisi, gerısi… fenerbahçe’nin geçen yıl hazırlık maçında gösterdi ki bina çürük temeller üzerinde kurulmuştur. ve de çökmektedir..
beylik bir lâfla milyonların sevgilisi olan bu sarı – lâcivertli renkler yaşamını tamamlamış, yaşlı bir kanarya intibaı bıraktı oyunu gerçekçi gözlerle seyredenlerde… öylesine ki birkaç genci kaynatıp öldürmecesine…
gole kadar rengi daha kaçmamıştı onbir fenerbahçeli’nin, ama bu yıl şampiyonluk türküsü söylemekte olan sarı – kırmızılı seyircilerin gol avezesi levent’in de oyun harici kalmasıyla beraber söylenilen bir oyun havasına döndü: «sen oyna fener sen oyna..»
f.bahçeliler dün hani hiç de ahım şahım olmayan bir g. saray karşısında öylesine ezildiler, öylesine ezildiler ki, geçen yıl bütün sezon beş gol yiyen defans kırkbeş dakikada üç taneyi rahatlıkla hazmetti. hem de sinir bozucu bir rahatlık içinde. ..
sakatlıktan yeni kurtulmus bir yılmaz’a emanet edilen fener gerisi ve ileride gol arayan bir ercan… sonra rakip forvetleri kıskandıracak şekilde kendi kalesini şutlayan numan… lâubalilik içinde ortadan kaybolan ziya ve fuat… sonra zeki… yâ diğerleri…
fenerbahçe taraftarları için dün gece bir ağlama duvarından başka bir şey değildi…
galatasaray’a gelince? böyle bir fenerbahçe’nin karşısındaki galatasaray hiçbir zaman büyük bir galatasaray değildi… çözük sarı – lâcivertlilerin karsısındaki sarı – kırmızılılar golden sonra daha bir rahatlığa kavuşup daha bir büyük gözüktüler.. affetmez bir tavırları vardı ve affetmediler.. başta ergün. muzaffer. samim. suphi’ye ayak uyduran savaş. aydın. metin. taraftarlarını sadece futbol mu? savas’ın attığı ikinci gol eğer bilinçli atılmıs bir golse futbol vardı maçın hiç olmazsa o ânında… gerisi uyku ilâcı ..