geçen pazar akşamı gençlerbirliği kulübü’nün üç büyüklere karşı geleneksel konukseverliğinin bir göstergesi olarak maraton tribünü’nün galatasaray taraftarı ankaralı futbolseverlere tahsis edilmesinden dolayı sürgün edildiğimiz kapalı’da oluşturduğumuz yüz elli kişilik muhteşem bir taraftar topluluğu ile doksan dakika boyunca hiç susmadan yaptığımız etkili tezahürata rağmen son dakikalarda yediğimiz şanssız golle 2-2 berabere kaldığımız galatasaray’ı şampiyon olmuş gibi sevindirirken biz de yitirdiğimiz iki puandan ötürü bayağı üzülmüştük.
bizim emre’nin babası’yla maç üzerine hiç yorum yapmadan suskun bir şekilde staddan ayrılıp eve gittikten sonra üzüntüden elim bir türlü maçı yazmaya gitmedi. zaten yazsam ne olacaktı ki! iş bitmiş, iki puan bağıra bağıra gitmiş, mal batıya kaymıştı. yazmam, o güzelim iki puanı geri getiremezdi ki! en iyisi bu maça yorum yazıp arkadaşların da keyfini kaçırmamaktı.