sarılmalara, öpüşmelere bakılırsa, bir «dostluk maçı» idi. ama itişmekle, tekmelemelere bakılırsa...
bir tezadı seyrettik dün mithatpaşa'da. yapan, yapıldığını gören hakeme kızıyor, sonra yerde yatanla öpüşüp kucaklaşıyordu. bu garip tablo içersinde sporseverler memnun, hakemler seyirciler için sempatik, misafirler için ise son derece antipatikti. hani insan bir ara, bunun resmi bir müsabaka olduğunu unutuyor ve işi bu derece hafife alan rakiplerin bir atraksiyon yaptığı hükmüne varıyordu. sahnenin baş artisti ise kadri idi. ilk bakışta kadrinin taşkın bir çocuğu andıran hareketleri, sevimli gelmişti bizlere... ama son dakikada attığı tekme, az önce rakiplerine - kerbala misali sahada - su verecek kadar gösterdiği centilmenliği gölgelemişti. galatasaray iyi oynadı. haklı bir galibiyet aldı. hatta «galatasarayı türkiyede seyredeceğiz» diyen romen idarecileri dahi, maçtan sonra sarı - kırmızılıları doya doya seyrettiklerini ifadeden kaçınamadılar. doğrusu galatasarayın böylesine iyi oynadığı bir maçtan çıkarken, hatırımızda hiç bir kötü puanın kalmamasını ne kadar arzulardık.