nemli lacivert gözlerini boğaz'ın aynı renkteki sularına dikti: «bana» dedi «böyle sakin bir günümde bunu hatırlatmayacaktınız». sonra kederini içine döken bir sesle devam etti: «edwards, colman, jones, byrne, taylor, whenan, onları, onların hâtıralarını unutabilir miyim?».
bu sözleri stoke ctty'nin milli forvet oyuncularından violette söylüyordu.
bahsettiği arkadaşları ise manchester'in mesut bir gününde bir uçak kazâsı neticesinde hayata veda etmişlerdi... ya violett! o da ölümden dönmüştü. 23 yaşında bu futbolcu, ecele çalım atmasını bilmişti...
sanki o anı bir kere daha yasıyordu. büyük bir facianın bütün üzüntüleri, ıstırabı üzerine çökmüştü. mırıldarnırcasına sözlerine şöyle devam etti:
«çok sevdiğim arkadaşım boby charlton ile yan yana iki koltukta oturmuştuk. tam kanalların hizasındaydık. boby'ye iki çocuğumdan bahsediyordum. birkaç gündür görememiştim. o kadar sevinçli idik ki... kızılyıldız takımını kendi sahasında 3-3 berabere kalarak elemiştik. belgraddan kalkmış münih'e inmiştik. şimdi ise uçağımız yerden belki bir metre kadar yükselebilmişti. tekerlekler yerden kesilirken bazı arkadaşlar hep birden hoppp... diye bağırmışlardı. bu hop uzun sürmedi. sonra müthiş bir gürültü koptu. meğer uçağımız bir çiftlikten içeri girmiş» kendime geldiğim zaman sevgili arkadaşlarımın cesetlerini karlar içersinde gördüm. 6 şubat 1958 tarihini unutamayacağım.»
«herşey kısmetle» diyen violett. 17 yaşında manchester united'e girdiğini, geçen yıl 750.000 türk lirası alarak stoke city'e geçtiğini, uçak lafını ağzına almak istemediğini söyledi. ve devam etti: «o günkü takımımız avrupa şampiyon kulüpler şampiyonluğuna gidiyordu. shamrock rovers, dukla ve kızılyıldız takımlarını elemiştik. keşke arkadaşlarım sağ olsalardı da ben de onlar da futbol oynamasaydık.»