bir gösteri maçında dokuz futbolcusunu geriye çekerek anudane bir müdafaa oyuna kuran palermo takımını beğenmedim.
bu sözlerle g. saray'ın dün geceki muvaffakiyetini küçümsemediğim hiçbir zaman akla gelmemelidir.
bilâkis sarı - kırmızılı takımı takdir ettim ve kazandığı başarıdan dolayı alkışladım.
biz, 1918 senesinden beri italyan takımları ile maç yapmıyoruz, galatasaray'ın ilk devredeki durgunluğu ve rakibinden çekinmesi bu sebeptendi.
fakat ikinci yarıda hasmının zaaflarını öğrenen sarı - kırmızılı takım adeta bir dantelâ örer gibi futbol oynamış ve italya ligi sekizincisi palermo'yu sahadan silip atmıştır.
herrera'nın meşhur inter'ini kendi sahasında 1-0 mağlûp eden sivori'nin juventusu'nu 4-2 lik hezimete uğratan bu takım ne yapmış ve nasıl oynamış da bu neticeleri elde etmiş anlayamadım doğrusu.
koca palermo takımında göz doldurabilen üç futbolcu görebildim. bunlar sağaçık de robertis, sağhaf prato ve soliç fernando'dur.
recep'in şaheser futbol oynadığı, cendemir'in, suat'ın ve iki ahmet'lerin çekip götürdükleri galatasaray takımı fırsatları biraz daha iyi değerlendirmiş olsaydı, italya'da ismi büyüğe çıkanların yapamadığını galatasaray dün pekala yapar ve metin'in takımını bozguna uğratırdı.
futbol oynamayan, dokuz kişiyi kalenin önüne çekip kademeli müdafaa kuran palermo takımında santrfor metin'in yükleneceği vazife çok güç. başarı ihtimali ise o derece zayıftır.
ben, doğrusu metin'e, dünkü maçı gördükten sonra hakikaten «talihsiz futbolcuymuş» diyorum.