iyi oynayan sarı - lâciverti takım enerjik feriköy'ü 2. devrede aştı
necmi tanyolaç
sâdfce, milli ligin değil, fut-bolümüzün de iyi bir günüydü dün...
yavan ve kalitesiz maçlara, hareketsiz ve beceriksiz takımlara alışık seyirciler de şanslıydı tabii. felekten çalınmış geceler gibi, profesyonellikten kurtarılmış bir 180 dakikalık maratonun sonunda, ne zamandır yapa yapa usandığımız tenkidlerin yerine gördüklerimizin heyecanı içerisinde okuyucunun huzuruna çıkıyorduk.
maratonun yarısını istanbulspor - yeşildirek takımları sürüklemiş, sonra fenerbahçe ile feriköy sahaya çıkmışlardı. takımlardaki futbol arzusuna bakarak, mithatpaşada ilk etabı tamamlanmış bir bayrak yarışının finalini seyrettiğimizi sanıyorduk.
çamur sahayı ve ağır şartları kırıp geçercesine hızlanan fenerbahçe ile feriköyü ve yarattıkları futbolu seyrediyorduk.
sarı - lacivertliler cezası biten nedim'i ve hastalığı geçen mikro mustafayı da aralarına alarak mevsimin en isabetli tertibini kurmuşlardı..
deniz tarafına düşmüştü fenerbahçe.. yani, rüzgârlı kaleye. buna rağmen ilk akın teşebbüsleri rüzgârlı kalede oynayan taraftan çıkmıştı. henüz 2. dk. da nedim'in -sanki, altı aydır fenerbahçede oynayan bir futbolcunun rahatlığı içerisinde- maça ısınışı ve lefter'e uzattığı pas. lefter, kaleciyi de geçtiği halde topu dışarıya attı.. tam 4 dakika sonra lefter'in ikinci golü kaçırışını tâkip ediyorduk. mustafanın faul atışından ayağına kadar gelen yuvarlağı lefter gibi bir kurdun havaya dikmesine doğrusu hayret ediyordu. ve lefter 18. dakikada üçüncü golü kale önünde kaçırıyordu..
devre bitiyor, fenerbahçe düzelmeye çalışıyor ve kadri gerinin de ilerinin de en iyi adamı olarak yıldızlaşıyordu..
fakat, feriköyden de fenerbahçe'den de, sahayı zenginleştiren futbolu ikinci devrede gördüğümüzü söyleyebilirdik. 59. dakikada kadrinin kapalı tribün tarafından çektiği bir ceza vuruşu taa karşı kaleye kadar uzandı. feriköy defansının adamları fırladılar. biri kafayla müdahalede bulundu. sağ tarafta ceza sahasının köşesinde mustafa bulunuyordu. kafayla attığı şut topu, ileri çıkan necdet'in üzerinden ağlara iliştirdi. fenerbahçeye parlaklık, sür'at ve üstün bir futbol kazandıran bu gol adetâ «ben geliyorum..» demişti.
artık, 65. dakikadan sonra oyun fenerbahçenindi... iki hafta evveline kadar hakkında «bir futbolcu bu kadar değişir mi?» denilen kadri, bu defa müsbet tarafından aynı suale cevap veriyordu.
oyun, bütün hızı ve güzelliğiyle devam ediyordu. 75. dakikada nedimi ceza sahası önünde düşürdüler. lefter barajın gerisinde topa vurdu, o kadar. adeta, bir penaltı atmıştı. top kalenin içindeki demire vurdu ve çıktı. 2-0...