galatasaray-fenerbahçe kulüpleri arasında “ezeli rekabet” olarak bilinen "çekişme'' türk futbolunun gelişmesine büyük katkısı olan bir dostluğun ürünü oldu. gerçekten iki türk kulübü, ülkemizde futbolun ilk yıllarında, yabancı takımlara karşı mücadele ettiklerinden birbirlerine sık sık yardımcı oldular. iki kulüp yöneticileri arasındaki dostluk, sporcuların arkadaşlık ilişkileri, futbolun gelişmesinde ve yayılmasında örnek gösterildi. galatasaraylı futbolculardan bir bölümü, 1907'de fenerbahçe kulübü'nün kurulmasıyla hiç bir kırgınlığa yol açmadan yeni kulübe geçtiler. bu oyuncular arasında fut hüsnü (kayacan), dr. hamit hüsnü (kayacan), galip (kulaksızoğlu), mazhar, hasan kamil, dalaklı hüseyin ve hasan da vardı. bu gelişme üzerine galatasaraylı yöneticiler tedbir almak gereğini duydular. 1909'da oyuncuların başka kulübe gitmesi, kendilerinden imzalı taahhütname alınarak önlendi. buna rağmen galatasaray, lige katılmadığı 1911-12 sezonunda ligdeki tek türk takımı fenerbahçe'nin güçlenmesini sağlamak için yardım teklif etti. strugglers rum takımına karşı yapılacak maç için fenerbahçe kulübü'ne bir yazı yazılarak emin bülent, celâl ve ayrıca iki galatasaraylı futbolcunun, sarı - lacivertli takıma verilebileceği bildirildi. fakat bu teklif fenerbahçeli yöneticiler tarafından uzun süre tartışıldıktan sonra kabul edilmedi. red cevabına rağmen iki kulübün dostluğu gelişmesini sürdürdü. 1912 yılında galatasaray başkanı ali sami (yen) ile fenerbahçe başkanı galip (kulaksızoğlu) beyler "güçbirliği" için bir toplantı yaptılar, iki yönetici, bir protokol düzenleyerek yabancı takımlara karşı güçlü bir türk ekibi oluşturma konusunda anlaştılar. anlaşmaya göre bu ekibin adı "türk kulübü" olacak, futbolcular göğsü kırmızı - yıldızlı beyaz forma giyeceklerdi. ayrıca iki kulüp ortaklaşa bir müze kurmayı da kararlaştırdılar. aynı yıl iki kulüp başkanları ali sami ve hulusi beyler, 23 ağustus 1328 (1912) tarihli bir dilekçeyle "beynelmilel olimpiyat cemiyeti memalik-i osmaniye şubesi riyaset-i âlisi''ne başvurarak "güçbirliği tüzüğü"nü sundular. fakat harp yılları yüzünden bu anlaşma uygulanamadı. savaştan sonra iki kulüp yabancı ekiplere karşı karma takımlar kurarak yurtiçi ve yurtdışı müsabakalarında başarılı sonuçlar aldılar. bu hareket, türk millî takım'ının nüvesini oluşturdu. galatasaray ve fenerbahçe, yabancı takımlarla müsabaka yaparken, birbirlerinden "takviye" oyuncu alarak dostluğu sürdürdüler.
iki kulüp arasındaki ezeli rekabet ise, taraflar için "prestij ve üstünlük" mücadelesine yol açtı. bu rekabet, türk futbolunun gelişmesine önemli katkıda bulundu.