altınordunun dün alsancak stadında elde ettiği galibiyetin iki sebebi vardı: vefa'nın sinirli oyunu ve takım kaptanı bülent...
evet bülent, hem sahanın en yaşlı futbolcusu ve hem de en çalışkan adamı idi. kısacası sahanın yıldızı demek daha doğru olacaktır. zira, bu emektar futbolcu altınorduya iki gol kazandırdığı gibi takımı da işleten eleman olarak maçın başından sonuna kadar seyircilerin nazarlarını üzerinde toplayan adam oldu.
vefanın asap bozukluğu ve moral kırgınlığı içerisinde başlayan oyunda altınordulular hemen hâkimiyeti ellerine almışlardı. daha 20. dakikada bülentin direkten dönen şutünü müteakip, gene bülent ceza sahası içerisinde yakaladığı topu sol köşeden vefa ağlarına takacak ve takımını galip duruma yükseltecekti. gerçi bu pozisyonu hazırlayan altan, topu elle çelmikti ama hakemin gözünden kaçan bu harekette bir kasit yoktu.
devreyi yedikleri tek golle mağlûp bitiren vefalı oyuncularla idarecileri arasında, soyunma odasında hayli münakaşa olmuş ve bu yüzden çetin ikinci yarıda sahaya çıkmamıştı. son 45 dakikayı 10 kişi ile oynayan yeşil -beyazlılar, soyunma odasındaki hâdisenin tesiriyle olacak ki daha da bozuk ve dağınıklardı. bu durum altınordu için büyük bir avantajdı ve nitekim onlar da bundan faydalanmasını bildiler: 73. dakikada selim'in pasını ceza çizgisi üzerinde yakalayan bülent, üç kişiyi birden çalımlayarak turgut'u ikinci defa mağlûp etti. müsabakanın bitmesine 2 dakika kala da muhterem'in santradan uzattığı topu kovalayan selim sert bir şütle skoru 3-0 a yükseltti... böylece vefa sinirli oyununun cezasını üç gol yemek ve iki puan kaybetmekle ödedi.