golsüz biten maç baştan sona kadar hareketsiz ve zevksizdi. siyah – beyazlılar karşılaşmanın sonlarına doğru kazandıkları bir penaltıdan da faydalanamadı
seyredilir tarafı yoktu dünkü maçın…
futbol için çerez kabilinden bir iki küçük hâdise, bir iki şüt ve bir penaltı kararı hariç, beşiktaş’la feriköy müştereken seyircileri esnettiler de esnettiler…
ve tabii beşiktaşlı futbolcuların da taraftarların bos bıraktığı tribüne bakıp şikâyet etmeye hakları yoktu… beşiktaş haftalardır kendine gelememiş… haftalardır puan kaybediyor… beraberlik dahi geçen senenin şampiyonu için başarı sayılıyor…
en mühimi takımda bir düzelme mevcut değil… koca bir takım ekseriyet halinde susuyor, duruyor, koşmuyor, hâsılı hic bir şey yapamıyor… eh, insaf edilsin bu kulübün taraftarları dünkü maça, futbol seyretmeye mi, yoksa sahaya hatır için çıkmış futbolcuların haline bakıp ağlamaya mı gelecekti? elbette gelmezler… bu gidiş beşiktaşın sadece milli ligdeki durumunu değil, her şeyi ile câmlasını tehdit ediyor.
ya feriköy? dünkü beşiktaşla berabere kalışı katiyen başarı sayılmalıdır.. hangi takım olsa bu neticeyi alacak duran bir rakip önünde daha iyisini alamadığına yanacaktı. ama, feriköy de geçen senenin feriköyü değil. gerci takımda koşanların, mücadele edenlerin adedi fazla. bu da gol atmaya kâfi değildi…
ya feriköy? ona, seyirciler dün bir defa kızdılar… sebebi: son dakikalarda beşiktaş lehine verdiği penaltıydı. sabahattinin pasını arif yakalamış. ceza sahasına girdiği anda kaplanın müdahalesine mâruz kalmıştı. herhangi bir bek o anda kaplan’ın yaptığını tekrarlaı ve muhakkak ki topu kornere çıkarmak isterdi. ne var ki; başındanberi oyunu pekâlâ idare edip giden nazif oturgan bu mâsum harekete kararların en ağırıyla mukabelede bulundu. tartışmalar, itişip kakışmalar gibi hoş olmayan hâdiseler arasında penaltının küçük ahmet tarafından çekilişi ve necdet’in bir kaleci zekâsiyla topun yöneleceği sağ köşeye kendini atışı… beşiktaş, hakemin yarattığı bir fırsat da olsa, faydanamayacak ve iddiasız rakibiyle golsüz berabere kalacaktı…
ya müsabaka?
evvelce de belirtmiştik. dünkü maçın hakikaten seyredilir tarafı yoktu. görünürde besiktaş yine takım değiştirme hatâsına şmüş. şenol forvetteki yerinde. te köy klâsik tertibiyle oynamalti.
ve ilk devre … denilecek ki, hiçbir hücum da mı olmad ? buna notlarımızdan cevap verelim. dk. 43: nazmi gerilerden kopup geldi. dönerek şütünü attı. bomba gibi bir şüttü bu. top yan direkten şiddetle geri gelirken şenol ayağın uzatamadı. uzatsa okunsa beşiktaş galip duruma geçecekti. mamafih şenolun bu ilk hatâsı değildi ve gerek ilk, gerekse ikinci devrede ayağına verilen müleemmel pasları birer birer ezmiş, kaybetmişti.
ikinci devrede aynı zevksizlik yarışı, aynı can sıkıcı oyun… ne beşiktaşın ne de feriköyün gol atmaya, sahayı hareketlendirmeye niyet ve teşebbüsleri var? bereket versin hakeme… bastı penaltıyı. karıştı saha. protestolar, itirazlar. karar değişir mi hiç? hakem sahada hâkimi mutlak. küçük ahmet bütün tecrübesine rağmen penaltıyı gole çeviremedi.. tribünlerden «hak yerini buldu» sesleri…
iyi oüzel ama, şu haliyle beşiktaşın milli ligdeki yerini keşfetmek esas mesele…!