siyah-beyazlıların gollerini nazmi ve arif attı. ankaragücü zaman zaman hâkimdi
necmi tanyolaç
şenol, sağacık mevkiine doğru uzatılan topu rakip bekten kurtardı. biraz içeriye kayıp, ceza sahasında pusu kuran arifi görmek istediği hareketlerinden anlaşılıyordu. kaydı ve gördü. arife; bu kaçırılmaz fırsata sadece bir şüt ilave etmekten başka iş kalmamıştı.
daldı ve patlattı: dk. 77... beşiktaş bu sayı ile 2-0 galip duruma yükseliyor. kaleci cemal'in lse, daha hazırlanışı «ben gol isterim» diye haykıran bu şik pozisyona karşı kalesini müdafaaya zamanı kalmıyordu....
halbuki aynı beşiktaş daha birkaç dakika evveline kadar rahat rahat paslaşıp, ceza sahasına sokulan rakip takıma karşı kendi yarı sahasında müdafaa yaparak mani olmağa çalışıyor, 1-0 lık avantajı korumak için topu rastgele kullanıyordu. ikinci golle beraber, siyah - beyazlı takım - tabii tribünlerin de teşvikiyle - gaflet uykusundan kurtuldu ve üçüncü bir sayı aramaya başladı. aynı tempoda ısrar edilseydi, ankaragücü, santrahafı hemen her topu ıskalayan beşiktaş'tan bir puanı almakta güçlük çekmeyecekti. bu sebeple, maçı iki güzel sayı ile kazanmış olmalarına rağmen siyah - beyazlılar göz doldurucu bir futbol ortaya koyamadılar.
goller
maçın ilk golü 18 inci dakikada kaydedildi. nâzmi, şenol'dan kafa ile birol'a, birol'dan da kendisine aktarılan topu ankaragücü kalesinin en yetişilmez yerine gönderirken, hayli alkış topladı. ilk devre siyah - beyazlıların üstünlüğü alfanda, fakat bu tek golle kapandı.
ankara'nın sarı - lâcirertlileri ikinci devrenin başından itibaren canlı bir futbol tutturdular. bilhassa nevzat ve salih, beşiktaşın kapayamadığı boş sahadan sık sık hücum hattına pas uzatıyorlardı. ama, hücumdaki takımın, müdafaadaki takımdan gol yemesi - fırsatlar böyle kaçırıldığı takdirde - mukadderdi. nitekim arifin ayağından beşiktaş maçı garantiye almasını bildi ve bu golle ankaragücünün beraberlik şansı da kırıldı...