altay ve d. spor'un izmir'de yaptıkları millî lig maçı 1-1 beraberlikle neticelendi
esen kaftan izmir'den bildiriyor
bir futbol maçı bu kadar kötü oynanabilir. sahadaki 22 futbolca kimdi? hayatlarını nasıl kazanıyorlardı?
ama bilinen bir hakikat vardı ki, meslekleri profesyonel sporcu idi. iyi futbol oynamaları isteniyordu kendilerinden. onlara ümit bağlayan idarecileri, kulüplerine alırlarken bol keseden para sarfetmişler, taahütte bulunmuşlardı. maaş alacaklar, prim alacaklar ve sahaya çıkınca da futbol oynayacaklardı. sanki sözbirliği etmişti dün futbolcular... oynamıyacaklar, seyirciye futbol seyrettirmiyeceklerdi. gayesiz bir didişme, tesadüflere kalan pozisyonlar ve beceriksizlik rekoru kırılan bir maçın yıldız tablosunda da daha fazlasını hak ettim diyen bir futbolcu çıkamazdı ortaya. bir maç ki, top yedi defa altay direklerinden dönüyor, seyreden için bir azap ki, altı kere ceza sahası içerisinde siyah-beyazlı forvet, kaleci ile karşı karşıya kalıyor, demansızlaşıyor, şuursuzlaşıyor, goller bir bonkörün sağıttığuı bozuk para gibi harcanıyor.
altay - demirspor, milli lig maçında en en iptidaî futbolu böyle seyrettirdi. şükür ki tribünlerde parmakla sayılacak kadar az seyirci vardı. gelmiyenler pişman değiller di. zira görenler, maçı naklederlerken ağızlarından çıkan şekerlemeyi tek kelime ile ifade ediyorlardı: döküldüler.
maçın iki golü
dak. 9: orta sahada topu ayağına geçiren celal, ara pasını ortaya doğru gönderiyor. ayhan'ın süreyya'dan seken topu yakalayacağı anda attığı pas coşkun'a uzanıyor. altay sol açığı topu sürdükten sonra kalecinin üzerinden sert vuruşla ağlara gönderiyor.
dakika 28: celâl'in ortası altay müdafilerinden sekiyor, penaltı noktası üzerinde osman güzel bir topuk hareketiyle topu karşı kaleye sokuyor. ve maç da böylece 1-1 nihayete eriyor.