fenerbahçe 30 uncu saniyede yediği gole, hâkim oynamasına rağmen ancak 74 üncü dakikada mukabele edebildi: 1-1
beraberlik golünü atan can ve ergün sahanın en iyi oyuncularıydı.
kahraman bapçum
türkiye şampiyonu, macaristan şampiyonu ile oymuyor... türk futbolu için büyük günlerden biri...
şöhretli macar milli takımını sahadan sildiğimiz gün milli takımımızda bulunan birkaç eleman bu gün de oynayacak. tarihe, «slavya galibleri» diye geçmiş sporcuların çocukları bugün de spor tarihimize bir zafer âbidesi dikebilirler mi? dünkü gazeteler, umumi efkar ve bizzat fenerbahçeliler neticeden ümitli... başlıklar var basında; «fenerbahçe csepel vasas'ı yenebilir» diye...
maç başlamadan evvel tribünlere bakıyoruz: hayır!.. nedense umumi hava, o büyük maçlardan evvelki hava değil. sakin, telaşlı ve heyecansız bir seyirci bu... fakat gariptir, iyi bir futbol oynayacağımıza ve galip geleceğimize o kadar inanmış ki seyirci...
saat 15.43 - tribünlerde ilk heyecan: csepel vasas takımı sahaya çıkıyor. uzun boylu, atletik ve sağlam yapılı adamlar. hafif ve yavaş bir tur yaptılar. bu bir selam turu mu? hayır! bu bir ısınma turudur. ve ehemmiyetini biz henüz anlamamışızdır. sonra gazhane tarafındaki kalenin önünde ısınma hareketlerine devam ediyorlar.
saat: 15.50 — fenerbahçe çıkıyor.. işte seyirci ve işte heyecan... takımına güvenen ve onları seven bir kütlenin peşin tebrikleri...
saat: 15.52 - seremoni için dizildiler. hakemler de geldi. fenerbahçe bir buket, macarlar bayrak veriyor.
saat: 15.55 - para atıldı. naci kazandı. ve gazhane tarafındaki kazandı. ve gazhane tarafındaki kaleyi aldı. kapalı tribünün ortalından bir boru sesi: «tiii!» selâm bu... bayrağı veya bir milli kahramanı selamlar gibi selamlıyor fenerbahçeyi... öyle ya şu anda türkiyenin temsilcisi o... ve «tiii!» borusunun kesildiği an, tek bir sesz onbinlerde hançereden bağırıyor: «ya... ya... ya...»
saat: 15.38 - başlama vuruşu ve maç. şimdi staddaki yirmi küsür bin değil, memleketteki yirmi küsür milyon bir meşin yuvarlağın gidişine ümitli gözlerle bakıyor...
maç
dk. 1 - top macarlarda... santrayı onlar yaptı. sağaçık ilerliyor. basriyi geçti. niyazi takip edemedi. orta... ne rahat!... özcan'ın tam önünde... aldı özcan... aaa! özcan duruyor. sağiç klutszki oracıkta bitiverdi: sıçradı... ayağının içi ile havaya plase etti. kalecimizin başının üstünden içeri... aşağıdan, yukarı doğru ağlara vuruyor... tısss! tribünde tıs yok... ne bu? gol mü? nasıl gol? hem de öyle bir gol ki... kaleci de kabahatli, niyazi de, basri de... ama daha ısınmamışlardı bile... nasıl kabahat buluruz bu çocuklara? neden ısınmamışardı? ve misafirler neden ısınmışlardı? çünkü onlar biliyordu, insan vücudunun bir benzin motörü olmadığını. bas gaza yürüsün, gaz kesdursun,.. yok öyle şey. işte sporcu müsabakadan evvelki eşofmanı bu golü yememek, yahut bu golü atabilmek için yapar. fenerbahcenin antrenörü sonradan kale arkasında heyecandan dizini çok dövecek ama, maçtan evvel iyi bir ısınma ihtiyacını neden düşünmedi?
dk. 2 - csepel rahat oynuyor «ver bana bir gol avansı ben de oynarım böyle rahat» diye bağıran seyirci haklı galiba. bizim paslar yerini bulmuyor ve macarlar şimdilik çalım da yutmuyorlar. eeee! pekiyi akın nasıl yapacağız?
dk. 4 - kısa mesafede çabuk adamlar, iste sağaçık. basrinin yanından verdi ve kaçtı. hızlı, çok hızlı bu adam...
dk. 5 - soldan iniyoruz, ilk akınımız. lefter can'a verdi onun şütü auta gidiyor.
dk. 7 — düzeldi fenerbahçe. ergun iyi çalışıyor. takım da hep soldan fırsat arıyor. ergun pas aldı. ortaya kaydı. can ve yüksel aradan kaçıyorlar. demarke kalamadılar. ergun 25 metreden asılıyor... ahh! aut hem de üst direği sıyırarak.
dk. 8 - basri aldığı toplarla ileri kayarak forveti besliyor, işte leftere ara pası. daldı lefter. aut çizgisi üzerinden orta... yüksel! hayır ondan evvel mendniyanski fırladı. korner.
dk. 9 - lefter sağ hafı çalımladı. süzüldü. şüt. aut. atacak. fenerbahçe gol atacak, öyle gözüküyor. ah. o golü yemeselerdi.
dk. 11 - şimdi biz oynuyoruz. atacak fenerbahçe... atması lazım, oyun öyle gösteriyor. can ortalarda aldı topu, başladı dizmeğe... aman ne güzel sıyrılış bunlar. kaçtı. girdi aradan offf! birbirinden güzel zincirleme sıyrılışlar ve bu pis şut! olur mu can?
dk. 12 - gene can... ergunun leftere onun da can'a ara pası. can düzeltmeğe lüzum görmeden çaktı şûtunu... geçti kaleciyi. evet geçti kaleciyi top ve direkle kalecinin arasında kaldı. oradan korner. şans bu hayır şansızlık.
dk. 15 - buyurun işte... o golü yedik. şimdi de tek kale oynuyoruz. ergun bir cıva... can'a verdi. haydi can! çorba etti, macar müdafaasını. vallahi çorba etti. havadan leftere verdi aman ne güzel! lefterin vuruşu korner. a-ta-cak - fenerbahçe... atamazsa yazık oluz.
dk. 30 - koczian i, csepel takımın en iyilerinden biri geri santrafor oynuyor. seyyal ve takipçi. sağa, sola dağıttığı toplar da nefis. satoriye bir top attı, aşırtma. «hızlı adam» basri fırladı. aman çok fena... «hızlı adamımız» basri bile yavaş kaldı. satori'nin yanında... korner.
dk. 36 - küçük ergunda... küçük mü? hayırt böylesine «büyük» denir. hem çok büyük... yuvarladı lefterin önüne, lefter sürdü. ortaladı. yüksel sıçradı, yere doğru bir kafa şütü. bako bloke edemedi. dalan yok.
dk. 42 - mustafa ne kadar isteksiz bugün... korner atarken bile...
dk. 44 - can sağaçık yerinde bir pas aldı. sola... sağa... hoop! yıktı yere solhafı. şimdi solbek hoop! ona da... asıldı. onsekizin hemen dışında santrhaf eliyle durduruyor. hayır top eline çarpıyor. eline çarpmasa karnına gömülecek zaten... tribün hakeme bağırıyor... yok. yok!... meşhur tempo ile değil, sadece «yuuh!.» diyor. ama gene de haksız. ne bir avantaj aldı adam, ne de kasıt var...
devre bitiyor... haksız mıyız üzgün olmakta? ah! o golü neden yedik... tesadüıf golü diyenler var. ama bu biraz da bilgi golü idi.
ikinci devre
ikinci devre: fenerbahçe aynı şekilde başladı. top götürürken harikulade olan iki adam var can ve ergun... bu topları alıp ezen üç adam var: mikro, yüksel, lefter... ve kapanık bir müdafaa csepelde... yeşildirek böyle oynamamıştı ki...
dk. 18 - csepel'in ikinci devrede kalemize ilk inişi. yüklendiler kalemize. sağdan orta... kale ağzında kimse yok. özcan fırladı ve... olmaaaz. ne var bugün özcanda? yetişemedi. bereket versin solaçık yarı uyur vaziyette idi ve kafa şutunu veresiye vurdu. aut.
dk. 22 - fenerbahçe a-ta-cak... işte o kader. bu kadar baskıya dağ mı dayanır.. gel gör ki, solaçık kaçıverdi aradan. eyvah! gitti bütün ümitler... ikinci gol bu... solaçıgın ortasını özcan bloke edemiyor. ohhh! açtı müdafaa...
dk. 25 - fena dakikalar geçiriyoruz.-satori gene sadece koşu hızı ile basriyi geçti. bırakmıyor basri. orta, özcan fırladı. gene alamadı. solaçık geri kalmış seyrediyor... taa sola gitti top. taç çizgisi üzerinde yakaladılar ve orta yaptılar. özcan!.. özcaaaan! sıçradı bloke edemedi ve az daha içeri kendisini atacaktı. korner.
dk. 26 - geri adam koczian i aradan kayıverdi. osmanın yanından şaktı şütünü. sert. yerden. özcan bu defa panter gibi aldı.
dk. 29 - sağdan geriden bir top... niyazi kafa ile indirdi ileriye... can... canın kaleye arkası dönük. aldı. düzeltirken olduğu yerde dönüverdi. yapıştırdı sağ şütünü... kaleci ters köşeye giden topa bakakaldı... top ağlarda... işte nihayet can konuştu... şimdi de tribün konuşacak: heeeeyyy, allah!... haksız mı yani... yetmiş dört dakikadır bunu bekliyoruz.
dk. 30 - ve fenerbahçe oynuyor... csepel kalesi abluka altında. yükleniyor fenerbahçe fakat netice alınmıyor. uzaktan şütler. necinin, basrinin, avninin, niyazinin yüklenişleri. ne faydası var bunun? eee! forvette «iş yapan» adam sadece can ile ergun olunca... «dalıcı adamı» müdafaa kendisi yaratmağa gidiyor. yazık artık oyun bitiyor ve fenerbahçe kazanabileceği bir maçı ancak beraber bitirecek.
dk. 44 - naci leftere yuvarladı. lefter sağtaçık yerinde. sıyrıldı. aut çizgisine çok yakın. şüt.. goo... yazık tribünün haykırışı yarım kaldı. kalenin öbür tarafından auta çıkıyor. maç bitti. ama aynı yirmi küsur mliyon on gün sonra budapeştedeki bir futbol sahasında zıplayıp yuvarlanacak olan meşin topun gidişine gözlerini dikecek ve dua edecek... bugün şansımız yardım etmedi. orada? kimbilir, belki...