dönemin başkanı orhan daut o günlerle ilgili şunları söylüyordu:
1980-81 sezonunda tam anlamıyla ezeli rakibi karşıya ile soluk soluğa bir şampiyonluk mücadelesi vardır. hani seyirci rekorlarının kırıldığı meşhur 80 bin kişilik maç. evet, atatürk stadı'ndaki o maça 66.765 biletli, yaklaşık 80 bin taraftar geldi. bu 2.lig'de dünya rekoruydu. guinnes rekorlar kitabında da bu olay ebedileşti.. dilerseniz, şimdi de o yıllara gidelim; 1980-81 sezonunda göztepe'nin averajla son hafta şampiyon olduğu sezona... göztepeli futbolcular, alsancak stadı'ndaki son randevuya çıkarken, sarı-kırmızılı renklere gönül verenler "şampiyon göztepe!.." diye bağırıyorlardı, ama ürkerek, sesleri titreyerek... çünkü, sarı-kırmızılı kramponların alsancak'tan çıkaracakları 2 puan şampiyon olmalarına yetmiyordu tek başına... karşıyaka'nın bandırma'da puan kaybetmesi gerekiyordu. (çünkü bir hafta önce 2. ligde dünya seyirci rekorunun kırıldığı maçta karşıyaka- göztepe berabere kalmış, o maçtan sonra karşıyakalılar arada yalnızca 1 puan fark olmasına rağmen şampiyonluk turu atmışlardı.)
hakemin 90 dakikalık mücadeleyi başlatan düdüğü çığlık gibi patladı tribünlerde. yürekler sıkıştı, sinirler gerildi. 2. dakikada ibrahim'in ceza sahası içinden vuruşunda top üst direkten döndü, binlerce alından soğuk terler döküldü. ilk 10 dakika bittiğinde, göztepe rakip kalede bir türlü istediği baskıyı kuramamıştı. 15, 17, 19... yok, hala bir şeyler yoktu. 24. dakikada mustafa dolma, sağ tarafta yakaladığı topu kaleye paralel attı, sadullah altı pastan kafayı uzattı; top kalecide kaldı. dakikalar 31'i gösterirken bir ses, "böyle şampiyonluğa gidilir mi?" diyerek, tribünlerin suskunluğunu dile getiriyordu. göztepeli futbolcular bu sesi duydular sanki. 35. dakikada beklenen gol geldi. k. kenan'ın düşürülmesiyle kazanılan serbest atışta, metin topu 25 metre civarından, kalecinin de hatasıyla ağlara bıraktı: 1-0... tribünlerde, sahada sevinç yaşanıyordu. ancak, uzun sürmedi... 37. dakikada can'ın ceza sahası yayından vuruşunda, top ismail'in ayağına çarparak, kaleci ercan'ı kontirpiyede bıraktı, ağlara takıldı. 1-1. ilk kırkbeş dakika sona erdiğinde, göztepeliler karşıyaka'nın da devreyi berabere bitirişiyle teselli buluyordu.
sevinç
ikinci yarı başlarken göztepeliler radyodan stada yayılan " bandırma:0 - karşıyaka:0" anonsunun çoşkusunu yaşıyordu. bu çoşku üç dakika sonra sevinçle birleşti. mustafa dolma'nın faruk'a takılıp düşmesini hakem "penaltı" olarak değerlendirdi. atışı kullanan fuji skoru 2-1 yaptı. golden sonra, alsancak'ta yine şampiyonluk havası esiyordu. dakikalar 55'i gösterirken, kapalı tribün "şampiyon" diye sesleniyor, açıktan "göztepe" karşılığı geliyordu. dakikalar, şampiyonluğa doğru ilerleyen umutlu dakikalar... ve, 82. dakika kabus gibi çöktü göztepe'nin göztepelilerin üstüne. b. celal ceza sahası dışından savurduğu sert şutla skoru yine eşitledi: 2-2... göztepeliler ağlıyordu. dakikalar ilerliyordu, herkes ayaktaydı. 2 dakika 30 saniye kalmıştı bitime; acı sona. mustafa dolma sağ tarafta yakaladığı topu son bir gayretle balıkesir kale sahasına doğru havalandırdı. orada sadullah vardı; yükseldi, kafasıyla topu kaleye yöneltti, kaleci mustafa geriye uçarak yumrukladı topu, üst direğin içine ve goolll...
görülmeye değer bir tablo. 21. golü sadullah'ı "kral", göztepe'yi "şampiyon" yapıyordu. son iki dakika iki saat gibi geldi. çığlıklar, çığlıklar ve maç bitti.
bir dakika sonra yankılanan "bandırma:0 - karşıyaka:0" anonsu; 90 dakika önce ürkerek, titreyerek bağıran insanların mutlu, gururlu çığlıklarına dönüşüyordu: "şampiyon göztepe!... göztepe şampiyon!.."