çekoslovakya milli takımını iki sena evvel prag'da karşımıza çıkan hüviyette ve kudrette görmedik. çökmüş, dağılmış ve lâlettayin takım seviyesine düşmüş. kısaca aradan geçen zaman çek futbola için aleyhte bir faktör olmuştur. buna sebep avrupa çapındaki şöhretlerinin topluca futbolu bırakmış olmasıdır. gençleştirme yolu tutulmuş ve bu yerler istikbal vaadeden gençlerle doldurulmaya çalışılmıştır. fakat, prag'daki ve dünkü maçı gördükten sonra şunu açıkça ifade edebiliriz ki: genç futbolcular meselâ hledik, fraszikriyis ve boraviçka'nın yaptığı vazifeyi görmekten çok uzaktadırlar. hele boraviçka... en az macar milli takım santrforu hidegkuti kadar futbolu bilen bu oyuuncunun yokluğunu hissetmemek kaabil değildir. zira boraviçka takımın nâzımıdır. zira boraviçka takımı sevk ve idare eden bir orkestra şefidir. bunun yerini dünkü maçta pluskal almıştır. ve pek tabii olarak da bir boraviçka olmadığını, daha doğrusu olamıyacağını göstermiştir. orta avrupa sistemi ile oynayan, müdafaada kapanan, hücumda ise bir şemsiye gibi sahaya dağılan çek takımının tekrar edelim, dün yerinde yeller esiyordu. bu sözlerle millî takımımızın kazanmış olduğu bir galebeyi küçümsemek istediğimiz anlaşılmamalıdır. bilâkis ay-yıldızlı formayı prag'da dünkü kadar demiyoruz, fakat dünden çok kuvvetli çekoslovakya karşında çok anormal şartlar altında temsil eden gençlerimiz kendi sahamızda, kendi seyircimiz önünde rakiplerine her bakımdan faikiyet göstermişlerdir. bunu kabul ediyoruz. ve milli takımın son yıllarda en iyi oyunun oynadığını söylüyoruz. dünkü netice tek kelime ile kaçırılan müteaddit gollere rağmen fevkâladedir.