mesela... 2-2 hiç fena olmaz josef oktabeç («çekoslovensky sport» gazetesi muharriri)
havaların iyi olmayışı sebebiyle uçak seyahatinden kaçınan takımımız çekoslovakya'dan italya'ya trenle gelmişti. bu, oyuncuları bir hayli yordu. bu yorgunluğa rağmen, italyan maçını 1-1 bitirmiş olmamızı, ben «iyi netice» sayıyorum.
cenova'daki bu maçtan önce italyan basını ve futbol otoriteleri, hatta bizzat futbolcuları. italyanın sahadan rahat ve farklı galip çıkacağı kanaatinde idiler. bir tesadüf: italyanlarla 1953 yılında da gene 13 aralık günü ve gene cenova'da karşılaşmış ve 3-0 mağlûp olmuştuk. o maçı hatırlayanlar, ayni yerde ayni günde ayni neticenin tekrarlanacağını ileri sürüyorlardı. mesela ünlü italyan futbolcusu boniperti de «maçı 3-0 kazanacağız» demişti. gariptir, oyunun berabere biteceğini söyleyen sadece italyan sağhafı bergamasehi idi. ve beraberliği temin etmek de, bu oyuncuya nasip oldu.
cenova'da hava da iyi değildi, saha da... bizim için ağır maç oldu. çekoslovak takımı müdafaada iyi oynamasına rağmen, hücumda ayni şekilde iyi değildi.
istanbul'daki bu maçın da bizim için zor olacağı kanaatindeyim. zira bizde aralık sonu futbol sezonun sonuna rastlar. bizde bu srada buz hokeyi tercih edilir. ağır lig maçlarından çıkan futbolcularımız yorgundur. bütün bunlara türk takımlının, bilmediğim, fakat duyo öğrendiğim kuvveti de eklenince, doğrusu neticeyi tahminde güçlük çekiyorum. futbol bu... hiç belli olmaz. yağmur yağmazsa iyi olur. ben beraberliği «iyi netice» telakki ederim. mesela «2-2» hiç de uzak bir ihtimal değil... hem hiç fena da olmaz...