her maçtan sonra stadyomda soyunma odalarına gidilir. dün ise soyunma odaları stad da değil ankara'nın iki büyük otelinde idi.
milli takımımız maçtan sonra otele oldukça neşeli geldi. futbolcuların hepsi «bulgar futbolunun üstünlüğünü ve rakip takının kuvvetini gördüklerini, bu bakımdan alınan beraberliğin iyi bir netice olduğunu» söylüyorlardı. bu arada b. ahmet son üç rakibimizden en kuvvetlisinin bulgarlar olduğunu ifade edince çocukların çoğu kendisine iltihâk etti. yalnız can, romenlerin bulgarlardan daha iyi olduğunu söylüyor. lefter ise romen ve bulgar futbolunun ayni derecede kuvvetli olduğunu belirtiyordu. çocukların çoğunun ittifâk ettikleri bir husus, son üç milli maçımızdaki bir husus, son üç milli maçımızdaki en iyi oyunu bu maçla oynadıkları idi. kadri ve büyük ahmet «o kadar çok yorulduk ki» diyorlar ve ilave ediyorlardı, «çok kuvvetli rakibimize karşı çok çalışmam gerekti.»
futbolcularımız bulgarlardan bilhassa sağbek, sağhaf, santrahaf, sağiç ve santraforu beğenmişlerdir. naci bulgar santrahafı için «şahane» derken can ilâve etti: «santrahah değil kral kral» özcan, oyunda zaman zaman ayağındaki arızanın kendisine acı verdiğini söylüyordu. basri'nin ise maçtaki bir sakatlıktan dolayı dizi şişmişti, sık sık pantolonunun paçasını sıvayıp dizine bakıyor ve «allah vere de başıma bir dert çıkarmasa» diyordu. bu arada futbolcular 300 er liralık milli maç primlerini aldılar.
galatasaraylı ahmet milli formayı giydiği için çok memnundu. fakat, çok kısa oynadığı için kendini gereği gibi gösterememiş olmaktan korkuyordu.
otelde hemen bütün çocuklar lefterin odasına uğrayarak kendisine üzüldüklerini söylüyorlardı. umumi kanaat takım kaptanı olan bir oyuncunun son dakikada çıkarılmasının hoş bir hadise olmadığı merkezinde idi. lefter ise şöyle diyordu: «kaptan oldıığum bir milli maçta ve son dakikalarda takımdan çıkarıldığım için elbet de üzüldüm. ama, madem öyle münasip gördüler mesele yok. fakat ondan çok üzüldüğüm cihet sahadan çıkarken yerime giren ahmet arkadaşımı öpmeyi unutmam oldu. fakat bana çık denildiği anda o kadar şaşırmıştım ve böyle bir şeyi o kadar bekle miyordum ki, ahmedi öpmeyi de unuttum. milli olan bir arkadaşıma bunu yapmam lâzımdı. nitekim maçtan sonra derhal kendisine koştum ve kucakladım. beni son dakikada değil de daha evvel çıkarmış olsalardı belki daha iyi olurdu zannediyorum. çünkü o zaman yerime giren arkadaş da kendini gösterebilecek vakit bulurdu. şunu da söyliyeyim ki. ben bazan açık oynamasam deyince bunu kapris sayıyorlar. fakat değil, ben on iki senedir kulüp takımında insayit oynuyorum. ama milli maç oldu mu ya sağ ya sol açığa konuyorum. buna rağmen çok üzgün değilim. çünkü, kuvvetli bir rakibe karşı gayet iyi bir netice aldık. buna memnunum.»
orhan şeref apak da lefter'e gelmiş, . «sakın başka türlü düşünme, bir defans oyunu yapmak üzere seni çıkardım» diyordu.
orhan şeref apak, maç hakkında da bize şunu söyledi: «alınan neticeyi tatminkâr buluyorum. bence son üç maçtaki en iyi oyunu bugün oynadık. bulgar takımı da gördüğüm takımların en iyilerinden, bunu berabere kaldığımız için söylemiyorum.»
bulgarlar pek memnun değildi
bulgarların kaldığı otelde ise bizim çocuklardaki kadar memnuniyet havası sezilmiyordu. bulgar futbolcuları türk takımını umdukları kadar kuvvetli bulmadıklarını söylediklerine göre, belki de böyle bir rakibi, yenememiş olmaktan dolayı üzgündüler. bu arada, sahanın çok kötü durumundan da uzun uzun şikâyet ettiler. bulgar milli takımı kafilesi reisi angel pondof fikrini şöyle hülâsa etti: «maç gayet mücadeleci bir tempo üzerinden cereyan etti. bunun sebebini herşeyden evvel sahanın çok ağırlaşmış olmasından izah ediyorum. ikinci sebep ise türk takımının çok enerjik oyunu: oyuna teknik cephesinden göz atarsak bu manada. iki taraftan da mütemayiz oyuncular vardı. mesela sizden can, bizden panayalov'a ve kolev'i zikredebilirim. hakem maçı gayet güzel idare etti. müsabakanın centilmence cereyan etmiş olması takdirle zikredilmek gerekir. biz teknik bakımdan belki biraz üstündük, fakat neticenin beraberlik olmasını tabii karşılıyorum.»
devlet antrenörü ormanciev diyor ki: «türk futbolunu bugüne kadar iyi tanımıyordum. yalnız beynelmilel sahada aldığınız neticelere bakarak iyi futbol oynadığınızı tahmin etmekte idim. oyunun gayet kötü bir sahada cereyan etmiş olması her iki tarafa da hakiki seviyesine çıkamaması neticesini verdi. fizik kifayeti itibarile fevkalâde olan takımınızda tekniği kuvvetli oyuncular da var: can, metin, lefter gibi. bizim takımımızda nazım rolünü oynayan boskov'un henüz geçen sakatlığı ve sahanın ağırlığı dolayısiyle hakiki değerinde çalışamamasından çok kaybettik. hakemden çok memnunuz. seyircileriniz kendi takımlarına yürekten bağlı. fakat bizim güzel hareketlerimizi de takdir edecek kadar da sportmen. kardeşçe ve dostça cereyan eden maçın neticesinden memnunum. ve beraberliği tabii bir netice, olarak kabul ediyorum.»