hollanda milli takımı oyuna güzel başlamış, aynı güzellikle devam ettirmişti… ama gollük fırsatları kullanamamış ve galibiyeti kaçırmıştı.
buna rağmen hollandalıların soyunma odasında herkesin yüzü gülüyordu. antrenör schwartz, bu memnuniyetin sebebini şöyle izah ediyordu: «memnunuz. çünkü türk takımının kuvvetini biliyoruz. buraya gelmeden önce de futbolünüzün methini çok işittik. hele bir de hollanda’daki mağlûbiyetimizi hatırlarsak, bugün aldığımız beraberlik elbet de bizi sevindirecektir. takımımız burada güzel oynadı, fakat şanssızdık. bilhassa ilk devrede… türk takımı da kötü değildi. ama hollanda’daki oyununu çıkaramadı. buna rağmen kaleciniz fevkalâde idi. türk takımını mağlubiyetten özcan kurtardı, diyebilirim.»
antrenörün verdiği izahata göre «pramit» sistemi ile - hücumda iki insayt daima ve süratle ileri kaçarak tatbik edilir - oynayan hollanda takımında herkes aynı fikirde idi. «galibiyeti kaçırdık, fakat memnunuz.»
milli takımımızın soyunma odasında ise üzüntü ve sükût hâkimdi. kimse konuşmuyor, konuşmak istemiyordu. sadece teknik komite azaları «takımımız iyi oynamadı. müdafaa markajı ihmâl etti, forvet çok top tuttu… başarı gösteren sadece özcandı. hollanda takımı çok güzel oynadı. galip gelebilirdi.» demekle iktifa ediyorlardı.