-dünya kupası’nda maç yöneten tek hakemimiz hâlâ sizsiniz. o dönem ne hissettiniz böyle bir çağrı geldiğinde? 900 hakemin arasından seçilmeniz ve özellikle de türkiye’den daha üstte yer alan ülke hakemlerinin önüne geçmeniz gerçekten ilginç. böyle bir çağrı bekliyor muydunuz her şeyden önce?
bir takım sinyaller vardır müsabaka verildiği zaman. o müsabakadan evvel evvel afrika’dan tunus ve mısır arasında oynanacak olan bir final maçında görevlendirdim.
o zamanlar fıfa hakem talebi için milli federasyonlara yazıyordu yazıyı: “şu maça bir türk hakem verilecektir, hakemi tayin edin” diye.milli federasyon da fıfa’ya o maçı kimin idare edeceğini ve yardımcılarını yazıyordu. böyle bir hakem ataması türkiye’ye geldiği zaman,federasyonumuz tarafından görevlendirilen hakemimizin adı benim adımla değiştirilmiş. fifa tarafından kabul edilmemiş ve benim verilmem önerilmiş. o müsabakaya ben gittim,arkasından 1972 münih olimpiyatları’ na gittim. o olimpiyatlarda iki grup vardı. b grubu’nun final maçı da danimarka-rusya arasındaydı; o maçı da ben yönettim. o zamanlar fıfa’nın başkanı da sir stanley rous’du. özellikle orada yönettiğim ilk müsabaka olan batı almanya-fas maçını izlemeye gelmişti. herhalde iyi yönetmişim,yarı finali verdiler. orada da iyi bir yönetim gösterdiğimden dolayı dünya kupası finallerine hakem olarak tayin etmişler.
-o maç bugün oynansa o şilili oyuncuyu atar mıydınız?
mutlaka atardım.
-berti vogst’a vurmuştu yanılmıyorsam?
evet vogst’a vurmuştu. o ayrı bir düşünce, o anda aklıma gelen bir düşünce. çünkü güney amerikalı futbolcular müsabakayı fazla stres yüklü oynar, heyecanlıdır. orada öyle bir durum oldu ki; oyuncuyu hemen kart gösterip atsaydım, yerdeyken daha kalkmadan bir tane daha vuracaktı.
-ikisi de kıvranıyordu, ayağa kalkmasını mı beklediniz?
evet ayağa kalkmasını bekledim,kendisi sakatlık hissetmedi, canı yanmadı.atılmasın diye o hareketi yaptı, o bir taktikti. ben de onun taktiğini boşa çıkarmak için bekledim. önce vogst’u tedavi ettirdik, doktorlar falan çıktı. o zamana kadar oyuncu da kalktı zaten “kurtuldum” diye. olay yerinden uzaklaştı, sakinleşti. aradan belki 30 saniye kadar bir zaman geçti,tribünler de ne olacağını merak ediyordu, hatta homurdanmalar başladı.çünkü kasti bir tekmeydi. onun sakinleştiğini görünce çağırdım, teke tek kaldık ve kartı gösterdiğim zaman çaresi kalmadı.
-sizce 1974 dünya kupası’nda kendi performansınızı nasıl değerlendiriyorsunuz, başarılı mıydınız?
başarılıydım diyorum. bizim basının hem kendi fikri hem de o turnuvayı izleyen diğer ülke basınlarının yazılarını tercüme etmek suretiyle yaptıkları neşriyatlarda ortak kanaat buydu. o yazılarda sadece ecnebi basınının fikirleri değil teknik adamların da görüşleri vardı.