ilk basımı 2009 olan yavuz yıldırım, mustafa uçar'ın derlediği "sıcağıyla, acısıyla adana futbolu" kitabından;
"en güzel günlerini, demek bensiz yaşadın...", yavuz yıldırım
17 nisan 2005; kırşehir ahi sladı. yeni kırşehirspor-adana demirspor, 2. lig b kategorisi c grubu, 29. hafta karşılaşması. adana demirspor, liderin 20 puan gerisinde beşinci sırada; kırşehirspor ise yedinci. demirspor sahaya, "bülent, nasuh, gökhan, fatih, dursun, arman, ilhan, kamil, bayram, fırat, mustafa diliçıkık" ilk onbiri ile çıktı. takım, nurettin çolak ve tekin lncebaldır yönetiminde.
stadda demirspor'u lemsilen bulunanlar dışında tek demirsporlu benim, görebildiğim kadarıyla yönetim kurulundan bile kimse yok. maç öncesi teknik heyete ve futbolculara başarı dileklerimi iletiyorum maç için, ankara'dan geldiğimi söyledikten sonra. kendilerinden başka demirspor formalı birilerini görmenin şaşkınhğındalar bu kır şehirde. basın tribünü olarak ayrılmış yerde yerimi alıyorum. kısa aralıklarla, websitesi aracılığı ile maçı takip eden gurbetteki şimşeklere telefon ile bilgi veriyorum kırşehirli gazetecilerin bakışları arasında; iddiasız iki takımın maçı -beklendiği gibi- tatsız tutsuz geçiyor, ikinci yarının sonlarına doğru, sonradan genç milli takım'da da yer almış mustafa tuna kaya'nın golüyle, kırşehirspor, adana demirspor'u 1-0 yeniyor. maç sonu otobüslere binen futbolculara refakat ederken, görevli polis soruyor: "bu bizim bildiğimiz adana demirspor mu?" "evet" diyorum yavaşça. "vay be, bir zamanlar efsaneydi bu takım" diyor sonra, montumun içinden taşan demirspor formama bakarak; "şimdi 3. lig'e düşmüş". "sahada efsane oynamıyor" diyorum ancak kendimin duyabileceği bir sesle. 17.45 otobüsüyle ankara'ya geri dönüyorum.
ertesi gün şu satırları okuyorum kütüphanede, "bu sene gruplar arası maçlarında fazla maç yapmaktan sürantrene bir duruma düştüğü için muvaffakiyetsizliğe uğrayan adana demirspor kulübümüzün, mayıs ayında suriye'ye yaptığı seyahati burada zikretmek isteriz. suriye'de dört maçını kazanan ancak birinde berabere kalan bu güzide takımımız için bütün suriye gazeteleri sitayişkar yazılar yazmakta ve bugüne kadar bu memleketi ziyaret etmiş olan türk takımlarının en mükemmeli olarak adana demirsporunu göstermektedirler. ecnebi topraklarında evvel emirde türk, saniyen de demiryolcu oldukları için göstermiş oldukları başarılardan dolayı büyük kıvanç duymaktayız. 1944'ten bu tarafa daima muvaffak olan, türkiye birinciliklerinde temayüz eden ve derece alan adanalı kardeşlerimizle her an iftihar etmekteyiz.
bütün mahrumiyetlere rağmen ayakta dimdik duran ve som amatör ruhlu gençleriyle memleket sporuna büyük hizmetler sağlayan bu güzide kulübümüzün her zaman muvaffak olacağına inanıyoruz" (fahri adanır, sanat ve spor-eskişehir demirspor yayını, haziran 1950, sayı 14, s. 31-32).
* * *
gün oldu, devran döndü, şampiyonluk yollarına koyulduk. neyse ki bu kez tek değildim; ankara'dan adana demirspor maçı için izmir'e, istanbul'a, çanakkale'ye giden insanlar vardı, onlarca... sayı her geçen sefer artıyordu, acı da katlanıyordu atladık midibüse bolu'ya gittik, yenildik; adana, bursa'ya akarken ankara'dan bir damla da biz olalım dedik, rakip giresunspordu 5 yedik. döndük. o acı yetmedi, yenilerini aradık; minübüsü büyütüp otobüse geçtik - karabük'e gittik. yenildik; otobüs ayarlayamayınca uçağa bindik, mersin'e gittik, tezek dökülmüş tribünde bir kumpasın kurbanı olduk, yenildik "ne olursa olsun yine gel" diyeni dinleyip konya'ya gittik, yenildik, biber gazı yedik, coplandık.
dönüş yollarında aklımda şu satırlar vardı: "adana demirspor, kendilerini ilk defa türkiye şampiyonluğuna götüren dünkü galibiyeti hak eden canlı bir oyunla kazandılar. oyunun başından itibaren tatbik ettikleri 4 haflı müdafaa oyununda muvaffak oldular. başta muharrem olmak üzere onbir oyuncu da kendilerini şampiyonluğa götüren maçta canla başla çalışarak mükafatını gördüler" (demiryolu dergisi, haziran 1954, s. 18). kadro şöyleydi: haşim, raif, metin, muharrem, ahmet, lütfi, burhan, bedri, selami, oğuz, yaşar.
bizim takım zamanında türkiye şampiyonu bile olmuştu, hatta o da yetmemiş, ecnebi takımlar bizimle maç yapmak için adana'ya gelmeye başlamışlardı: "adana demirspor, yugoslav şampiyonu beogradski takımı ile 1-1 berabere kaldı. 17.1.1954; tertip: haşim-oguz-burhan-ali-muharrem-lütfü-bedri-ayhan-ahmet-selami-yaşar.
ikinci devrenin üçüncü dakikasındayız. demirsporlu selami sağdan aldığı güzel bir pası iyi kullanarak hasımlarına kaptırmadan şahsi bir hücumla yugoslav müdafilerini atlatarak namağlup yugoslav kalecisini avladı ve attığı şutu gole tahvil ederek takımını galip duruma yükseltti. (...) top ortada. yoguslavlar sert vuruşlarla favul yapmaktan da geri kalmıyorlar. demirspor hakim bir vaziyetle oyun devam ederken kale önlerinde bir kargaşalıktan istifade eden yugoslav sol içi yakaladığı topu gole tahvil etmekle takımını mağlubiyetten kurtarmış oldu.
demirspor bugün çok iyi bir oyun tutturmasına rağmen ikinci bir gol çıkartamayarak maçta netice değişmeden demirspor'un baskısı altında 1-1 berabere bitmiştir" (demirspor dergisi, ocak-şubat 1954).
halbuki şimdi adana'ya gelenler sadece küçük ilçe takımlarıydı. biz yine de tribünleri dolduruyorduk. oysa zamanında, uluslararası demiryolları futbol şampiyonası için doluyordu o tribünler adana'da.
"avusturya: 1 - türkiye: 7
9 şubat 1957, saat 15de adana şehir stadyumunda onbin kişilik sporsever seyirci huzurunda evvel misafir avusturya demirspor takımı elleri ile başlarının üzerinde tuttukları türk bayrağı ile sahaya çıkmaları şiddetli ve uzun alkışlarla karşılanmış bunu takiben türk demiryolcuları avusturya bayrağı ile sahaya çıkınca heyecan ve tezahürat son haddi bulmuş ve kıymetli adanalı vatandaşlarımızın esasen pek çok sevdiği demirsporluları, 'yaşayın, var olun' nidaları ile teşci etmişlerdir. türkiye karması; fikret aldinç, cevat duysak, hakkı ata-eri, yüksel özbek, muharrem gülergin (kaptan), faruk öz-türk, cumhur çorumluoğlu, osman edinsel, fikri elma, se-lami tekkazancı, doğan boyacıoğlu. yedekler: oktay sertel, mustafa ûzsoy, ertan gürkan, yaşar elgin. antrenör: hüseyin buran" (demiryolları dergisi, mart 1957).
adana, demisrpor sayesinde çokça avrupa takımı izledme fırsatı bulmuştu taa 501i yıllarda ki o zamanlar da adana adana'ydı hani, allah var yukarıda! 1955-56 sezonunda hajduk split geldi örneğin adana'ya... meşhur kalecileri beara uzun süredir gol yememesi ile nam salmıştı avrupa'da. met ahmet arıboğan'ın 25 metreden attığı golle öne geçtik ama 1-1 bitti. 1958 yılında strum graz adana'ya geldi. kaptanları decker'in golüyle 1-0 0 mağlup olduk. 1959-60 sezonunda dinamo tiflis geldi 0-0 berabere kaldık. sadece onlar gelmedi, demirspor da gitti. 1954 ve 58'de almanya'ya; 1953le irana, 1957'de yugoslavya'ya, avusturya'ya... davetliydi; her seferinde 3-4 maç yaparak geri döndü. almanya'daki bir maçta tribünle dolduran türkler, stad hoparlöründen "aman adanalı" türküsünü çaldırmıştı mesela... (*)
o coşkulu onbinler yine tribünlerde, hâlâ tribünlerde; şarkılarını-marşlarını hâlâ söylüyor küçük ilçe stadlarında, en uzak deplasmanlarda; hâlâ asıyorlar pankartlarını, gelenekten gelen gücün ateşiyle patlıyor gırtlaklaı, çekiliyor onca yollar...
"en güzel günlerini demek bensiz yaşadın" diyorlar huysuz ve tatlı demirspor'a her hüsranda, son dakikada yenen gollerle kaçan şampiyonlukta, demirspor galibiyetiyle mutlu ettiğimiz her bir ilde ilçede...
ama bugün, "neydi o günler "in ötesine geçip, yeni bir söz söyleme zamanıdır. efsanelerin ataletine takılı kalmadan, yeni efsaneler üretebilmenin yolları aranmalıdır. bugün kısır çekişmelere kalmadan, uzun vadeli planların aşamalarını adım ndım kurma ve onları hayata geçirme stratejilerini ortaya koyma zamanıdır. kişiye bağlılığı aşıp, demirspor camiasını kendi ayaklan üzerinde kurabilmenin temelleri atılmalıdır; bunun için kafa yorulmalıdır. kırşehir, kocaeli, ankara, aksaray, bursa, karabük yollarında kurulan ağ, yeni bir söylemin girizgâhıdır; başka bir türlü demirspor için örülen kozanın ağlarıdır.
not: adana demirspor'un an itibariyle 1. ligdeki son maçına ekledim...