ilk basımı 2009 olan islam çupi'nin "mağlubu anlatmak" kitabından;
trabzonspor 75
ahmet suat'a trabzon'un fenerbahçe ile istanbul'da 1-1 berabere kaldığı kupa maçında bir kere daha dikkatle baktım..
iki paytak bacak... belli ki parasız futbolun çok kahrını çekmiş.
omuzlar normalden biraz daha kalkık.. etten fazla kemiğin hakim olduğu bir yüz.. sivri bir burun.. ve başında, kendisine bir "çarıklı erkân-ı harp" modeli getiren, bir tarafa devrilmiş bir kasket..
ahmet suat, birinci lig zıpkın gibi giren, türkiye kupasının çeyrek finaline karadeniz afişi olarak yapışan trabzonspor mucizesinin gölgedeki lideridir..
ahmet suat, ülkemize sadece isim olarak gelen ve çuvalla para kazanan yabancı hocaların yanında, antrenörlüğü cep harçlığına yapan bir "saklı yerli"dir..
ahmet suat, türkiye'deki futbolu tek tek adamdan kurtarıp, takım armonisine sokan çalıştırıcıdır. bakınız trabzonspor'a.. kalecisinden ileri ucuna kadar, taktik ve kollektif disiplinden ayrılıp, kendisi için horozlanan tek futbolcu var mı?
ahmet suat'le birkaç defa kısa veya uzun futbol lafladık..
seçtiği kelimeler, giyimi, alçak gönüllülüğü ve kendini anlatırken koruduğu ölçü ile bende mert izler bıraktı...
18 yıla zıplamış spor gazeteciliğim içinde hokkabazı da dahil her tip antrenör gördüm. içlerinde başarısızlıklarına ustalıkla kılıf geçiren çene profesörleri vardı.
ben ahmet suat kadar yarattığı eseri savunurken, "ben"den kaçan çalıştırıcı görmedim.
ahmet suat'a sorarsanız, trabzon 1975 mucizesinin içinde her şey vardır..
işine süs değil, gerçek iş olarak ölümüne sarılmış futbolcu vardır.
akıllı, sakin, "futbolda neye karışılır, neye karışılmaz" fikrinden sapmıyan oturaklı bir yöneticiler kadrosu vardır... trabzonspor'u tribünde de büyüten vefalı taraftar vardır... hatta takımının omuzlarına bir nazarlık gibi asılan yediden yetmişe kadar tüm trabzon vardır.. ama kendisi yoktur..
uzat alnını ahmet suat kardeşim.. ben böyle antrenörü ve onun takımını alnından öperim!..