derbiden sonra "orta kulak iltihabım var, boğazım şişti. acı çekiyorum, iki gündür iğne oluyorum, serum alıyorum. hastanede tedavi oluyorum. bu yüzden toplantı yapamayacağım. konuşmakta zorlanıyorum" açıklamasını yapan daum, bu halde çıktığı maça damgasını vurdu. her zaman pivot santrfor olarak görev yapan pierre van hooijdonk, bu kez orta saha ile forvetin arasında köprü vazife-sindeydi; hava toplarını indiriyor, aralara sızan tuncay şanlı ve serhat akın'ı kaçınyordu. can bartu sık sık eleştirdiği alman hocayı bu maçtan sonra "chris-toph daum'u da takdir etmek lazım" diye övdü ve karşılaşmayı kazandıran daum şifresini şöyle anlattı: 'daum, neticeye aradan attığı toplar ve çabuk adamlarla gitti. kimdi bu adamlar: tuncay ve serhat. tuncay ortalara girdi, geriye yardım etti. serhat'ı sağ kanatta kilitlemedi, ortalara soktu. elindeki imkânları iyi kullandı daum. düşünüyorum da, eğer van hooijdonk olsaydı arada, bu toplarla gole gidemezdi f.bahçe. daum, hollandalıyı biraz orta sahaya çekti ve pasorluk görevi verdi. van hooijdonk da attığı pasla, atılan ilk golde büyük bir beceri örneği gösterdi." bu karşılaşma öylesine önemliydi ki bir sezon öncenin şampiyonu beşiktaş tam anlamıyla havlu atıyor, başkan serdar bilgili maç sonunda konrge üyelerinin olduğu tribünlerden kendisine küfürler edildiğini öne sürerek istifa ediyor, beşiktaş uzun yıllar içinden çıkamayacak bir kaosa sürükleniyordu