eğer daum'un deli mi dâhi mi olduğunu hâlâ anlayamadıysanız muhtemelen bu maç bu soruya yanıt vermeniz için size hiç kolaylık sağlamayacak! ligde işler kötü giderken, tribün baskısı artmışken, istifa çağrıları dillendirilirken beşiktaş, ankaragücü'nün karşısına çıktı. daum bir şeyler yapması gerektiğim biliyordu ve yaptı. üçlü savunmadan vazgeçti, liberolu oyunu terk etti, süratli erman güraçar'a serbestlik tanıdı, kaptan tayfur havutçu'yu, rakibin etkili silahı rogerio'nun başına dikti. savunmadaki bu değişiklikler hiç de olumlu sonuç vermedi! erman, ronaldo, ümit bozkurt ve oyuna sonradan giren dmitri khlestov'dan oluşan dörtlü bol miktarda hata yaptı, doğru taktiği yanlış uyguladı. maç bittiğinde topu kalelerinden üç kez çıkartmak zorunda kalmışlardı. belki de daum bunu bekliyordu; o fazla gol atmak için risk alınca dehasını gol atmak için kullanmıştı. nihat kahveci'yi, ilhan mansız'la sertan eser'in arkasında gizli golcü olarak yerleştirmiş, hızlı çıkışlar ve uzaktan sert şutlardan medet ummuştu. savunmadaki ve hücumdaki tüm değişiklikler takıma hem olumlu hem olumsuz katkı yaptı ama bayram bektaş, ronaldo, ilhan ve nihat'la yediğinden bir fazlasını atınca daum deli değil, dâhi olarak kabul edildi.