futbol yorumcularına dair ahmet hakan'ın tespitleri var. mizah yönü ağır ama bir o kadar yerinde tespitler dersek yalan olmaz...
sergen yalçın: ağzına geleni pat diye söyleyerek "futbol yorumculuğunun kamer genç’i" olmaya doğru gidiyor...
rıdvan dilmen: yorum yaparken, "hadi koçum, hadi aslanım" şeklindeki gaz verme biçimiyle fena halde muhammet ali’nin antrenörünü andırıyor...
ömer üründül: ne gaz veriyor, ne galeyana geliyor. izleyene "dışişleri bakanı mısın mübarek?" dedirtecek kadar kasıyor...
bülent tulun: gerilla taktiği uyguluyor... vuruyor ve kaçıyor... düzey ise kahvede maç izlerken attırılan yorumların düzeyiyle eşdeğer...
ahmet çakar: bir futbol yorumcusu değil o... tıpkı erman hoca gibi o da "ne söylersem olay olur?" diyerek "futbolun hülya avşar’ı"dır...
hakan ünsal: futbolda efendiliğinden dolayı çok şey kazanmıştı, yorumculukta efendiliğinden dolayı çok şey kaybedebilir...
kazım kanat: toplumcu futbol yorumları nedeniyle kendisine "futbolun mahmut makal’ı" desek yeridir...
hasan cemal: gece yarısı öfke içinde muhtıraya rest çekme yazısı yazmayı, gece yarısı sevinç gözyaşları içinde "hırvatları da geçtik" yazısı yazmaya tercih eden adam...