eric cantona'yı manchester united'a transfer etmeden önce 1990'lann ada futbolunda manchester united'ın altın çağı olacağına sadece aiex ferguson inanıyordu. durum o kadar vahim gözüküyordu ki ferguson devraldığı alkolik united'ı birkaç kupa başarısı ile biraz futbol kulübüne benzetmiş olsa da busby'nin bebekleri ve george best efsanesiyle büyüyen taraftarlara yaranamamıştı. eylül 1989'da old trafford'da "üç yıldır bahane buluyorsun ama hâlâ dökülüyoruz, defol git artık fergie" pankartları vardı. iki ay sonra ise durum daha da vahimleşti. üç yıl önce küme düşme hattında debelenirken aldığı takımla adeta başa dönmüş, üst üste sekiz maçta tek bir galibiyet almayı başaramamıştı. ama o takımına, yönetim de ona inanmıştı. 1990 fa cup finalini kazanmasa bile kulübü kurumsallaştırma yönünde attığı adımlardan etkilenen yönetim onunla yoluna devam edecekti. ilk önce takımın eski yıldızı mark hughes'ü barcelona'dan geri aldı. herkes geleceği geçmişte aradığını söyleyip ferguson'u yerden yere vururken 1991'deki kupa galipleri kupası finali'nde barcelona'yı hughes'un iki golüyle yenince united tarihinin akışı da kökünden değişti.
daha sonra da ferguson bir oyuncuya kendisine has iskoç inadıyla inandığı her zaman son gülen oldu. herkesin baş belası gözüyle baktığı eric cantona'ya gözü kapalı inandı, hep arkasında durdu. ferguson'a göre sorun hiçbir zaman cantona değil, cantona'yı asla anlayamayan teknik direktörlerdeydi. 1992-93 sezonunda manchester united 26 yıl sonra ilk kez şampiyon olurken deli fransız, old trafford'un george best'ten sonraki yeni futbol tanrılığına terfi etti. aynı cantona, mart 1994'te beş günde iki kez kırmızı kartla atıldı ama ferguson'un inadı inattı, manchester united hem ligi hem de fa cup'ı kazanarak duble yaparken cantona toplamda 25 gole imza atarak açık ara yılın oyuncusu seçildi. aynı sezon herkesin iflah olmaz bir manyak olarak niteleyip burun kıvırdığı roy keane'i dünya çapında bir yıldıza dönüştürdü. aynı keane sürekli olarak cantona ile beraber dövüş kulübü'ne taş çıkartacak kavgalara imza atarken, bir gün dünya kupası kampını terk edecek, irlanda'yı bir kez daha ikiye bölecekti ama üzerine kırmızı şeytanlar'ın formasını her giydiğinde yıllarca takımın ruhu olacaktı. neredeyse bir yıl boyunca sakatlığı yüzünden oynayamadıktan sonra ferguson tararından 1998 99 sezonunda hiçbir şey olmamış gibi hemen ilk onbire konulan keane 1999'daki tarihi üçlemenin baş aktörü oldu. keane'in performansıyla şampiyonlar ligi yarı finalinde ilk 10 dakikada 2-0 geriye düştüğü juventus deplasmanında şahlanan united, bir italyan takımını geriye düştükten sonra eleyip imkansızı başararak finale kadar çıktı. ama asıl keane ve scholes'un kart cezalısı olduğu final maçında ferguson, bir oyuncuya her şeye rağmen inanmaya devam etmenin en güzel semeresini aldı. ilk alındığında bekleneni veremeyen ve "bu mu cantona'nın varisi?" diye burun kıvrılan sheringham finalde sonradan oyuna girip şampiyonlar ligi tarihini baştan yazarken, kariyeri boyunca baş belası sakatlıklarla boğuşan ama ferguson'un asla vazgeçmediği solksjaer 31 yıl sonra takımını avrupa'nın en büyüğü yapan golü attı.