galatasaray'ın avrupa'nın en büyük dört takımı arasına girdiği, fenerbahçe'nin de türkiye ligi'ni tozu dumana kattığı dönemlerde iki takım türkiye kupası çeyrek finalinde eşleşir. ilk maç 2-2 biter. düğümü ali sami yen'deki rövanş maçı çözecektir. tanju çolak atar galatasaray öne geçer, tanju yine atar, yine atar... ilk yarının son anlarında cevad prekazi ve mirsad kovaçeviç'in yaptığı röveşatalar zaten gardı düşen fenerbahçe seyircisini çılgına çevirir. bu acıya daha fazla dayanmak isteyen birçok fenerli stadı terk ederek mecidiyeköy'den sessizce uzaklaşır. bu sabırsızlık onlara hayatlarının maçını kaçırmaya mal olur. çünkü ikinci yarıda bambaşka bir fenerbahçe vardır. önce aykut kocaman, erhan önal'a aîtığı şık çalımın ardından tavana asartopu. sonrasında ise hasan vezir'in resitali; başlar. önce farkı bire indiren karadenizli, ardından unutulmayacak bir voleyle skora denge getirir. hasan vezir, simoviç'i bir kez daha mağlup ederek karşılaşmayı 4-3'e, fenerbahçe'yi de yarı finale taşır. bir mucize gerçekleşmiş ve "gitti" denilen maç dönmüştür. kimi kaynaklarda bu unutulmaz zaferin mimarı teknik direktör todor veselinoviç, kimilerinde ise soyunma odasında darbe yaparak emir komutayı ele alan futbolculardır. ancak net olan gerçek fenerbahçe'nin yarattığı mucizedir. galatasaraylıları derinden yaralayan bu hezimeti hazırlayanların başında gelen hasan vezir o sezon sonunda galatasaray tarafından kaçırılarak transfer edilir ancak sarı-kırmızlı formayla bu tür destansı performanslara imza atamaz...