şimdi geçmişe bakınca gülüyoruz ama o günlerde maç izlerken çileden çıktığımız çok anlar oldu. isterseniz romantik maç anlatıcısı sabrı ugan ve olmadık yerde "philip lahm, lakabı küçük cin" gibi tanımlamalar yapmayı çok seven "kaka leite" ertem şener'den hiç bahsetmeyelim.
abidin aydoğdu'dan başlayalım. aydoğdu, galatasaray-spartak moskova maçında vladimir beschastnykh'ten 90 dakika boyunca "bişahnın" şeklinde bahsetti. galatasaray'ın barcelona'yı 2-1 mağlup ettiği maçta ise hayri hiçler'i akın göksu karagöz'le hacivat'ı aratmadı. hiçler hakemin orta saha çizgisine yakın bir yerde yanlışlıkla barcelona lehine verdiği taç kararı için, "türk'ün türk'ten başka dostu yok" cümlesini o maçta söyledi.
galatasaray-göteborg maçı sonrası herkes karşılaşma içinde çok kısa bir süre maç anlatan spikeri merak etti. o kişi komedyen çetin çiftçioğlu'ydu: "işsiz kalmıştım. star'dan, 'maç anlatır mısın?' diye sordular. ilk maçı radyoda anlattırdılar. çok beğenmişler. ertesi hafta da göteborg maçını anlatmamı istediler ama öyle hızlı anlatmışım ki, ertesi gün gazetelerde 'bu adam anlatsa anlatsa at yarışı anlatır' diye yazmışlardı".
galatasaray'ın grubundaki rakiplerinden manchester united ve barcelona'nın karşı karşıya geldiği bir maçı yorumlayan talay erker'in kale arkasında açılan katalan bayrağını gördükten sonra "işte sarı-kırmızı bayrak. galatasaray'ın büyüklüğü bu!" demesi de halen hatırlanan hoş anılardan biri.