aradan tam on dört gün geçti. iki haftalık bir zaman bu. beşiktaş bu müddet içersinde dünyanın en büyük takımı real madrid ile ikinci defa karşılaşıyor. ilk maç 13 kasım perşembe günü madrid'in en büyük stadı chamartin stadında oynanmıştı. ikincisi ise, bugün mithatpaşa'da yapılıyor. o günden bu yana türk spor efkarı umumiyeti real madrid maçına ait pek çok şey duymuş, okumuş bulunmaktadır. duyulan ve okunanların birleştiği tek nokta, siyah - beyazlı onbirin yabana bir sahada, yabancı bir seyirci önünde ve dünyanın en büyük futbolcularının bulunduğu bir takıma karşı, hem de gece, iyi bir oyun çıkardığı, cansipârâne bir müdafaa yaptığı ve neticede az farklı bir mağlûbiyeti o chanartin stadını terkettiğidir. evet, beşiktaşlılar, o gün real madrid'in - di stefano da dahil -on milyonluk meşhur forvetini tesirsiz hmio getirmişler, insicamını dağıtarak onların her birini şahsî gayretleri ile bir iş başarmak durumunda bırakmışlardır. şahsi gayretlere karşı ise, kaleci varol, efsanevi bir oyunla karşı koymasını bilmiştir.
şimdi pek çok kimse «bugün real madrid ne yapacak?» diye değil, acaba «beşiktaş aynı müdafaa yolunu tutacak mı?» diye merak etmekledir. antrenör ve idarecilerin ifadelerin bakılacak olursa, beşiktaş müdafaa taktiğini tekrar edecektir. ama hücuma da ehemmiyet vererek... müdafaayı peşinen kabul etmek... bu, aynı zamanda da avrupa şampiyon kulüpler turnuasında elenmeyi kabul etmek olacaktır. işte bu sebeple bir tek büyük ahmet'i geri çekip müdafaanın tahkim edilmesi düşünülmektedir. sonra ileride kalan dört forvetle de kontr ataklarla neticeye gitmek...
bu fikre yalnız büyük ahmet'i geri almak şartıyla biz de iştirak etmekteyiz. fakat madrid'deki gibi diğer insaydı ve sağaçık sofyanidisi gento'nun karşısına kovmak ve hücumları ceza sahası dışında karşılamanın doğru olmayacağı kanaatindeyiz. kaldı ki misafir takımın madridde beşiktaşın bu taktiğini gördükten sonra elbette mukabil bir taktik hazırlayacağı şüphe götürmez. muannid müdafaaların gedik verip bir iki gol yedikten sonra çözülüp söküldüğü hatırdan çıkarılmamalıdır... beşiktaş, takım halinde müdafaaya çekildiği madrid maçında dahi kaleci varol harika bir oyun çıkarmasa idi en azından sekiz farklı bir mağlûbiyete uğrardı. saha avantajı bizde, seyirci avnntajı bizde. bu iki avantajla bizim çok kuvvetli rakipleri yendiğimiz malûmdur. esasen ümit kapısını da - ardına kadar demiyoruz - aralatan budur.
şöhretli real - madrid
evvelce kaleme aldığımız yazılarda takım oyununu ve yıldızlarını hususiyetlerini tanıtmaya çalıştığımız şöhretli real madridi bugün istanbullu spor severler de tanıyacaklardır. w.m. sistemini yerden ve havadan istediği şekılde tatbik eden real madrid takımını di stafano'nın yokluğu muhakkak ki kuvvet çlöüleri bakımından zaafa uğratacaktır. çünkü di stefano takımın nazımıdır. bütün toplar onda toplanmaktadır. tevziat da gene onun tarafından yapılmaktadır. bu yokluk, takımın beyninin yokluğu demek olacaktır. sonra kopa sakattır. puşkaş sakattır. bu iki futbolcunun oynamamak ihtimali vardır. bu ihtimal real madridli idarecileri haklı olarak endişeye sevketmektedir. kopa, puşkaş... spor dünyasının bu iki büyük ası, rakip müdafaayı çökertecek, dağıtacak kabiliyettedir.
di stefano'nun yerini bir kopa doldurabilir. puşkaş'ın yokluğu joseito veya herrera tarafından kapatılabilir. ama di stefano, puşkaş ve kopa üçü birden oynamayacak olursa bu yokluğı telafi etmek imkansızdır. bunun yanında real madridli idareciler son maçlarda formsuz gözüken rial'e takımda yer vermemek knrarındadırlar. bu vaziyette meşhur haf hattı bozulacak ve santisteban hücum hattına kaydırılacaktır.