final hedeflediğimiz avrupa futbol şampiyonası'nda portekiz ile oynadığımız karşılaşmayı 2-0 kaybederek istediğimiz gibi bir başlangıç yapamadık. goller pepe ve meireles'ten geldi. yazar yorumları
kazım kanat: futbolun adı; terimizm! (sabah)
kadro seçimi ve taktik düşünce, 'terimizm' futbol felsefesinin eseri. fatih terim iki şeyin altını çizdi;
a- öyle bir 11 çıkardı ki, "portekiz bizden korksun" dedi. bu 11'in adı, 'çılgınca' hücum futboluydu. çünkü; takımın 10 futbolcusunun 10'u da ligde gol atmıştı.
b- tek ön libero (aurelio), bir oyun kurucu (belözoğlu) ve dört forvetle (kahveci, şanlı, kazım, erdinç) oynamakla portekiz'den hiç korkmadığımızı kanıtlamak istedik.
ikinci 45'te terim, mevlüt erdinç-sabri sarıoğlu değişimi ile futbol felsefemizi değiştirdi. altıntop'u orta sahadan hücuma çıkardı. hücumu düşünürken savunmamız dağıldı. pepe ve meireles'in attığı gollerde çizgi savunmanın oyundan düşmesinin adı skandal!
ahmet çakar: acemiler mangası (sabah)
avrupa futbol şampiyonası'nda en iyi 16 takım arasındayız ama çok tuhaf futbol oynuyoruz. daha doğrusu oynayamıyoruz. birkaç futbolcu dışında hiçbir oyuncunun futbolcu mu yoksa futbolcuya mı benzediğini anlayamadık.
hani sistem takımıydık? neredeyse tek gol pozisyonu bulamadık. hani futbol felsefemiz vardı? herhalde bu felsefede ileride topu tutamama, yerleşememe, göbekten yarılma gibi basit şeyler atlanmış. hani futbol felsefemiz vardı? demek bu felsefede yan toplardan da hiç bahsedilmemiş. eğer bir ülkenin milli takımının santrforu, istanbul sokaklarına çıktığında halkın yüzde 99.9'u tarafından tanınmıyorsa o milli takım 'çakma' milli takımdır.
önümüzde hayati isviçre maçı var. iki mağlup karşı karşıya gelecek. yenilen kesin eve gider. berabere kalırsak belki de küçük bir şansımız olabilir . ama bu futbolla değil isviçre'ye karşı oynamak, liechtenstein karşısında bile zorlanırız.
levent tüzemen: dünyanın sonu değil (sabah)
aklın düzeltemeyeceği birçok kusuru şans düzeltirmiş. ronaldo'nun ve nuno gomes'in direkten dönen toplarında "şans" sırtımızdaydı. ama biz kusurlarımızı düzeltmek için çaba harcamayınca "şans" kazanmayı daha çok isteyen portekiz'den yana tavır koydu. neydi kusurlarımız? 1- terim, "biz takım olarak başarıya açız" demişti. sahaya çıkardığı onbir birbirini tamamlamayınca akordu bozuk bir milli takım izledik. 3 lejyoner tuncay-nihat-mevlüt hücumda tek top tutamadı. özellikle mevlüt-nihat ikilisi sprinter özelliklerini sergileyecek boş alanı hiç bulamadı. 2- sabri arkada hamit önde formülünü bozmak hataydı. hamit içeri kaçtığı için simao ve ronaldo değişerek sağ kanadımızdan etkili geldi. bunun için hamit'i suçlamamak gerekir. çünkü bir futbolcunun yeri bu kadar değişirse katkısı da doğal olarak azalır.
terim, mevlüt ve nihat'tan santrfor yaratmakta artık ısrar etmemeli. elinde semih varsa semih oynar. üstelik geçen sezon semih çok fazla uluslararası maç oynadı ve çok gol attı. emre belözoğlu oyunun liderliğini üstlenemiyor. bu görevi tümer üstlenmeli. yenilgi dünyanın sonu değil. yeter ki; bu uyumsuz görüntüyü final maçı gibi görünen isviçre önünde sergilemeyelim ve kadro seçiminde hatalardan arınalım.
selçuk yula: önlem şart (fotomaç)
fatih terim bize "bu şampiyonada çok güzel izler bırakacağız" mesajını vermişti. yani demek istediği, yensek de yenilsek de milli takımımız bu turnuvaya damgasını vuracaktı. turnuva daha bitmedi. umarım terim'in dilekleri gerçekleşir. ama dün akşamki maça bakarsak milli takımımızın bu turnuvaya damga falan vuracak hali olmadığını söylememiz gerekir.
90 dakika boyunca bizleri ayağa kaldıracak tek bir pozisyon yok. buna karşılık rakibimizin attığı gol dışında üç tane direkten dönen topu var. çekler, isviçre'yi yendikten sonra bizim için şu maçta alacağımız bir puanın bile önemi büyük olmuştu. o yüzden ilk 45 dakikada oynanan futbol için bir şey diyemeyeceğim.
fatih doğan: kötü başladık (fotomaç)
2002 dünya üçüncülüğünden sonra futbol arenasına ve başarıya hasret kalan türkiye, euro 2008'e portekiz'e 1-0 yenilerek başladı. sahaya çıkan futbolcularımız stade de geneve'de binlerce, ekranları başında milyonlarca insanımızın yüreğinin yanlarında olduğunu biliyordu.
ikinci yarı hamit'in kafayla pasında ağır kalan gökhan'ın hatası ve nuno gomez'in direkten dönen plasesiyle başladı. maçın yıldızı pepe 61'de nuno gomez'le girdiği verkaçı gole çevirerek skoru 1-0 yaptı. ikinci yarı sağdan sola geçen ronaldo'nun 65'te ortasında nuno gomez'in kafaşı yine direğe takıldı. 3 kez direkten dönen takımımızda sabri, emre aşık ve semih'in oyuna girmesi de oyunun dengesini değiştirmedi. 82'de nihat'ın ortasında emre aşık'la gole yaklaştı ancak o da kaleyi bulmadı. 88'de nihat'ın indirdiği topu tuncay'ın maçı olduğu gibi posisyonu da ıska geçmesi beraberlik umutlarımızı bitirirken, 90+2'de ronaldo, mouitnho paslaşmasında meireles son sözü söyledi: 2-0. nani'ye krampon izi bırakan aurelio'nun kırmızı görmemesi tek tesellimiz olurken, umutlarımızı son iki maça bıraktık.