avrupa futbol şampiyonası'nın ilki olan fransa 1960'da, general franco hükümetinin sscb ile oynamayı reddetme kararı sonucu ispanya'nın kupadan çekilmesi, ispanya 1964'de de eleme gruplarında yunanistan'ın 1912'den bu yana savaş halinde olduğu gerekçesiyle arnavutluk ile karşılaşmayı kabul etmemesinin ardından, şimdi de isviçre 1992 öncesinde futbol, siyasi rüzgarların etkisinde kalıyordu.
bosna vahşeti nedeniyle birleşmiş milletler müdahalesi devreye girdi ve yugoslavya turnuvadan çıkartıdı. yugoslavya'nın bu karar öncesi eleme grubunda yaptığı 9 maçta, 24 golü bulunuyordu. finallere, yugoslavya'nın yerine danimarka çağrıldı. sscb'deki siyasal sürecin, futbola yansıyışı anlamlı oldu. yıkılan sscb, isviçre 1992'ye "bağımsız devletler topluluğu" adı ile katılıyordu. almanya'daki siyasal birleşmenin sonucu olarak da, futboldaki "batı almanya", sscb gibi tarihe karışıyordu. dağılan, ayrı bayraklara bölünen sscb'nin uzantısı olan bağımsız devletler topluluğu ile birlikte, tek ülke, tek bayrak olan almanya, isviçre 1992'ye katılma hakkını elde eden ikinci ülkeydi.
italya, dağılma öncesinde bağımsız devletler topluluğu tarafından eleme grupları maçlarında kupa dışında bırakılmıştı.
fransa, isveç'deki finallere, bir rekora imza atarak ulaşıyordu. finaller öncesindeki eleme grubunda, çekoslovakya ve ispanya gibi rakiplerle yaptığı 8 maçını da kazanmıştı. bu maçlarda attığı 12 golden 10'unu jean-pierre papin ve eric cantona kaydetmişti.
iskoçya, hem kendi, hem de avrupa futbol şampiyonaları tarihinde ilk defa eleme gruplarından sıyrılarak, finallere çıkmıştı. final öncesi elemelerin en güçlü grubundan, iki puan fark ile isviçre, romanya ve bulgaristan'ı geride bırakarak sıyrılmıştı. bu gelişmelerin ardından, isveç 1992'nin finalisleri, bağımsız devletler topluluğu, almanya, danimarka, fransa, iskoçya, hollanda, isveç ve ingiltere oluyordu.
italya 1980'deki kadar coşkulu bir ortam yaşanmasına rağmen, isviçre 1992'de statların kapasitesindeki yetersizlik, sıkıntılar yarattı. holigansız ilk turnuva olması da, 1992'ye kupalar tarihinde bir başka ayrıcalık kazandırdı.
bu şampiyonanın en ilginç yönü ise kupaya yugoslavya'nın yerine davet edilen danimarka'nın, ezici bir üstünlük sağlayarak şampiyon olması idi.
yarı finallerin ilk maçında almanya, ev sahibi isveç'i rahat geçti.
rasunda stadı'nda yapılan ve italyan hakem tullio lanese'nin yönettiği maçı, 28 bin 827 futbolsever izledi. almanya, 11. dakikada hassler'in golüyle 1-0'lık üstünlüğü yakaladı ve ilk yarıyı bu skorla galip kapattı. almanya, ikinci golü 59. dakikada riedle ile kaydederek skoru 2-0'a taşımadı ama isveç, 64. dakikada bir penaltı kazandı. brolin'in penaltı golüyle farkı bire indiren isveç önünde almanya 88. dakikada yine riedle ile gole ulaştı ve skoru 3-1 lehine çevirdi. isveç, 89. dakikada k. anderssson'un ayağından bir gol daha bulduysa da almanya'ya 3-2 yenilmekten kurtulamadı. ilk finalist almanya olmuştu.