berliiin berliiin wir fahren nach berliiin... (berlin'e gidiyoruz...), okay karancan
1 münih
almanlar'dan asla nefret etmedim beyaz camdaki rummenigge'yi severdim mesela!.. klose'de gerçeğini gördüm. damarlarında polonya kanı dolaşıyor olsa da beyaz formayı bir alman gibi terletiyordu çocuk. podolski'yle polska konuşuyor rummenigge-völler ikilisi gibi oluyorlar bir anda. bize sadece spiker dense de tutkumuzun bundan öte olduğunu yalnızca biz biliriz. hülyamız dünya kupası anlatmaktır. anlatınca nirvana'yı bulduğumuzu falan sanırız.
işte size açılış maçı. bu allianz arena öyle bildiğiniz gibi içine pratik bir şekilde girebileceğiniz bir yer değil. en azından medya giriş çıkışları her yerde biraz daha özel olsa da burada değil işte. güney tarafından 40 bin alman'la birlikte yürüyorum. kontroller, aramalar (sıcak dayanılmaz, kazakları bavulda 35 gün taşıyacağız anlaşılan!) kapılardan (media entrance) geçip asansörlere binmeler, yürü yürü ve nihayet commentary position. hayatımızın oyununa açılan büyülü pencere burası. lahm golü attığında anlıyorum ki gerçekten dünya kupası'ndayım. klose, podolski, frings... baş döndürücü bir açılış maçı izliyoruz.gökhan telkenar ile ortak yayındayız... altı golün dördünü anlatmak bana nasip oluyor. gökhan'dan bir inci, "top seni seviyor arkadaş!"
ne? teamgeist mı? kafamdan geçip bir yerlere yazamadıklarım, kosta rika puan alamaz, bu almanya yarı final yapar abi... harika arena'yı terk etme zamanı geldi. işimiz yeni başlıyor. leopold strasse'de emek ege ile bir dilim pizza için debelenirken ara sıra kafamızı uzatıp polonya-ekvador maçına bakıyoruz. boynumuzda akreditasyon kartları olunca pek bir çekici olduğumuz kesin. iki abla yanımıza yaklaşıp sempatilerini sunuyor. "eee neredensiniz falan" diye sorunca emek, "we are from turkey" deyiveriyor. dönüp emek'e, "ilk dünya kupan galiba kardeşim" deyiveriyorum. cici kızlar bizim cici çocuklar olma ihtimalimizi çoktan unuttu bile... (niyetimiz asla kötü değildi.) bir daha konuyu nereden olduğumuza getirmeme konusunda emek'le aramızda anlaşıyoruz...