altın rengi formaları ve yeşil sahalarda gösterdikleri maharetleri nedeniyle herkesin evine renkli televizyon alma sebeplerinden başlıcasıydı brezilya. dünyanın en büyük futbolcusu olarak bilinen pele bu ilk renkli televizyon çağının ve daha birkaç güzel anın hünerli başrol oyuncusuydu.
uruguay'ın kalecisine yaptığı darbe ("pele'nin vücudumu nasıl benim hiç gitmek istemediğim bir yere yolladığını merak ediyorum" diyordu sersemlemiş kaleci) ve peru'ya fantastik bir şekilde orta sahadan atmaya çalıştığı gol (sonrasında "kaçırmamalıydın), idmanlarda hep gol oluyordu, bu da olmalıydı") unutulmazlar dışında yerini aldı.
onun öngörülemez yeteneği 1970'in brezilya'sının zamanların en iyi dünya kupası takımı haline getirdi. o takım da. beraber oynadığı yetenekli. gerson, "çoğumuz pele'nin rutin olarak yaptığı şeyleri gerçek hayatta yapacak cürete ancak rüyamızda sahip oluruz" diyecekti. bundan sonrası ise amerika macerası oldu ve pele efsaneleşti.