one toraman bir sağ bekti, öyle? hele o sağaçık ne kadar becerikli adamdı? istanbul seyircisi için karşıyaka'nın sağ beki yılmaz ve sağaçığı ogün hiç de yabancı sayılmazlardı. ama, ikisinin de dünkü kadar iyi geçmiş bir maçını görmemiştik.
karşıyakalılar maçın ikinci devresine olgun ve becerkikli bir takım halinde başlamışlardı. yirminci dakikaya kadar. ilk devredeki 0-0 lık netice bozulmadı. ama yirminci dakikadaki ilk golü, üç dakika sonra ikincisi takip etmiş ve karagümrük'lüler ilk devrede fırsatları heba etimiş olmanın cezasını çekmeğe hazırlanmışlardı. oyunun bitmesine 22 dakika vardı. ve karagümrük 2-0 mağluptu. maç gidiyordu...
izmir'in şampiyonları bu iki golü altıkları üç dakikayı ve ve sonrasını mükemmel bir futbol gösterisi şeklinde oynadılar. fakat bu daha fazla devam etmeyecek ve karagümrük takımı, tarık'ın çabalaması ve kadri'nin inanılmaz derecede güzel top takip edişi ile 31 ve 33 üncü dakikalarda iki gol atıvericeklerdi.
hülasa dünkü maç ilk devrede sıkıcı bir durgunluk içinde geçmişken, ikinci devrede bilhassa son 25 dakikada fırtınalaşıverdi.
karagümrüklüler başarılı sol haf kadriyi ikinci devrede altıncı forvet gibiileride oynatıyorlardı. bir gol yediler, ikinciyi yediler fakat kadri forvet oynamakta devam ediyordu. ve maçı işte bu sayede kurtardılar.
karşıyaka'nın ilk golü 65 inci dakikada. karagümrükün son golü 78 inci dakikada oldu. yani 13 dakikada dört gol...
aldığı bir pasla birden ceza sahasına dalıveren selim, gökçeni bir silkinişle ekarte etmişti. tamer fırladı ve nedense alabileceği bir topa ayakla çıktı. selim yerden köşeyi soğukkanlılıkla buluyor...
aradan üç dakika geçmeyecek bu defa muammer, karagümrük kalesinde topla adeta mıncık mıncık oynadıktan sonra tameri'i bi kere daha karagümrük sekiz dakikayı 2-0 mağlup oynadı. sonra tarık topu alıp tek başına rakip müdafaayı karma karışık ettikten sonra ortaya havale ediverdi. kadri sol hafin orada üç işi vardı? belli ki bu pası arıyordu kadri. ve akın kafa şütünü ancak seyretti. iki dakika - sadece iki dakika sonra-tarık'tan, nedime gelen ve onun kaleye gönderdiği bir topu akın yerde karşılayıp bloke edemeyince.. sol hafın gene orada ne işi vardı? belli ki, affedilmeyecek hataları kolluyordu kadri. ve affetmedi...