g.saray, rize'de ilk yarı çok zorlandı. ikinci yarı, perdeyi, kendi kalesine attığı golle cem baki açtı. 2 gol de kral hakan şükür attı. bu skor cimbom'u 1 puan farkla lider yaptı.
tıknaz ve yeşil tenli... rize'nin 10 bin kişilik stadı ancak böyle tanımlanabilir. tribünlerin adı da bir değişik. normalde 'kapalı' diye anılır, basın-şeref tribünün karşısında kalan kısım ama, (gerçi bu bilgiyi aldığımız bir stat görevlisinin yalancısıyız) karşımızdaki üstü kapalı tribünün adı açık... hemen hiç taraftar pankartı yok statta. bunun yerine, futbol için olmasa bile en azından çevrecilerin takdir edeceği bir pankart sallanıyor ''deniz tarafı kapalı'' nın üstünde: ''temizlik kirletmemektir...'' stat, dağ tarafı kapalısının koltuklarında yazan 'rize'nin 'e'si hariç dolu. istanbul'dan gelen otobüs g.saray seyircisiyse, rize'de ve bölgedeki renktaşları ile birleşince, 500 kişilik bir topluluk oluşturuyorlar. onların tezahüratlarına, arada bir canlanan 'rize' sesleri ekleniyor. bunun dışında, oldukça 'sessiz' bir ortam...
hagi'den azar
galatasaray'da, hakan ünsal'ın biten cezasına rağmen sahaya gaziantepspor maçının ilk 11'i ile çıkmayı tercih ediyor hagi. maksat malum: takımın 'ahengini' bozmamak olmalı. öte yandan maçın ilk 10 dakikası, bir nevi kör dövüşü ile geçiyor. her iki takımın da orta saha ağırlıklı oyunu, kale önlerine yaklaşamıyor bir türlü. 15. dakikadan sonra, rizespor biraz ağırlığını koyuyor sahaya. en azından organize sayılabilecek birkaç atakla kaleyle tanışmayı başarıyor. hatta bu baskı 17. dakikada zafer'in sol kanattan taşıdığı topa, kalenin sağ çaprazından şener'in vurmasıyla tehlikeli bir atakla sonuçlanıyor. her ne kadar ucunda bir gol olmasa da... galatasaray ise, 25. dakikadan itibaren biraz daha organize ataklar yapıyor. gerçi hiçbirini 'etkili' olarak tanımlamak mümkün değil. oyunun geneline yansıyan bu dağınıklık, hagi'de sonsuz ve anlaşılmaz şekilde azarlama sendromu yaratıyor. aslında sendrom, sezonun başından beri sürüyor ya!.. ikinci yarıya aynı kadroyla çıkıyor iki takım da... galatasaray'ın biraz daha etkili olduğunu söylemek mümkün. ama hiçbir şekilde, organize değil. yine de bu baskı, 51. dakikada cihan'ın ceza sahası içinde yarattığı karambolde golle sonuçlanıyor. bir küçük ayrıntı, golün sahibinin bir rizesporlu olması: cem baki! 55. dakikada, necati kaleci ile karşı karşıya kalmasına rağmen hakan şükür'ü takıma kazandırma çalışmalarına katkıda bulununca güzel bir pozisyon boşa harcanmış oluyor. öte yandan, bunun hemen ardından gelen oyuncu değişiklikleri ile galatasaray daha da hareketleniyor ve peşpeşe geliyor goller... 81'de ergün'ün yaptığı ortayı hakan şükür tamamlıyor ve yine 86'da, deplasmanların değişmeyen golcüsü hakan şükür galatasaray'ın üçüncü, kendisinin ikinci golüne imza atıyor.
hasan kabze'ye dikkat
sabri'nin yerine giren ribery için henüz bir yorum yapmak mümkün değil... öte yandan hasan kabze'nin takımda bazı değişikliklere (!) yol açabileceğini söylemek mümkün. çayeli'nden öteye gitmeyi başarıyor galatasaray... taraftarın deyişi ile 'yürüyeduruyor...'