mustafa denizli sezon başında açıklamıştı: hedef 90 puan, 90 gol
şampiyonluğa adım adım gidenlerin öyküsü
güçlü bir kadro ile şampiyon adayı olarak 1987/88 sezonuna giren galatasaray dördüncü yılına başlayan derwall ve teknik sorumlu denizli ile 20 kişilik geniş futbolcu kadrosuna
hedefi gösteriyordu: "ikinci şampiyonluk"
mutlu bir doygunluğu tatlı rüzgârları esiyor galatasaray’da. zorlu bir maraton daha şampiyonluklu noktalandı. sarı kırmızılı takımın golcüsü tanju liglerinin gol rekorunu 39 golle
kırarak hedefini belirledi: "avrupa"
güçlü bir kadro ile şampiyon adayı olarak lige başlayan galatasaray teknik menajer konumuyla galatasaray’da dördüncü yılına başlayan derwall ve teknik sorumlu denizli 20 kişilik
geniş futbolcu kadrosuna hedefi gösteriyordu: "ikinci şampiyonluk "
ilk maçı eskişehirspor’la oynayan galatasaray prekazi'nin golüyle üç puana ulaşıyor. transfer döneminde kulübüyle anlaşmak da sorun çıkaran prekazi daha sonra attığı dillerden
düşmeyen gollerle tanju gibi takımın bir başka yıldızı olacaktı. çok başarılı bir sezon geçirecekti yugoslav futbolcu ve kritik dönemlerde klassıyla sırtlayacaktı takımınıtı
takımını...
sakarya rize ve zonguldak maçlarında kazanılan puanlardan sonra ilk beraberlik sarıyer önünde alındı. takımına geldiği ilk yılda önceki sezonun gol kralı tanju ayaklarını
konuşturmaya başlamıştı. dokuzuncu haftadaki fenerbahçe maçından sonra üç hafta susan ayakları ligin 13. haftasında kocaelispor karşılaşmasında attığı dört golle yeniden
canlanıyordu.
zor günler
samsunspor yenilgisi bir kriz başlatıyordu. "kendinize gelin, işi gevşettiyorsunuz. beşiktaş öne geçti. babam para vermiyor, evdeki tüpü satıp malatya deplasmanına gideceğiz" diye
flora tesislerinde hesap soran fanatik bir taraftara denizli gereken cevabı veriyordu ama bir sonraki hafta alınan malatyaspor yenilgisi bunalımı arttırıyordu. bu kez gündeme
galatasaray’da patronluk sorunu geliyordu, dwerwall mi? denizli mi?
denizli, şampiyonluk sonunda belirttiği gibi o günlerde de derwall’in birinci adam olduğunu vurguluyor, yardımcısı olmaktan onur duyduğunu söylüyordu. ve şampiyonluk yarışını önde sürdüren beşiktaş’ın dört hafta üst üste aldığı beraberlikler galatasaray’ın ilk yarı birincisi olmasına yetiyordu.
ikinci yarı başlarken üst üste alınan deplasman galibiyetleri galatasaray’ın zirvede tutuyordu ancak sarıyer, bursa ve ankaragücü beraberlikleri milli takımda oynayanların yedek kulübesinde oturmalarından doğan bunalımla birlikte ufak da olsa yeni bir krize yol açıyordu. ilyas, yusuf, prekazi, savaş kimi zaman yedek olmaktan duydukları sıkıntıyı dile getiriyorlardı.
ligin sonu yaklaştıkça kızışan şampiyonluk yarışı 26. haftadan 30. haftaya deyin puan cetvelinin ikinci sırasında yer alan galatasaray’ın 31. haftada yeniden liderliği yükselmesiyle temposunu yitirmiyordu. ancak beşiktaş’ın bursaspor maçıyla kaybetmeye başladığı puanlar giderek sarı kırmızların daha avantajlı konuma getiriyordu. kocaelispor maçında siyah-beyazlıların üç puan alamaması aynı hafta karşıyaka‘yı istanbul’da yenen galatasaray’ın lig şampiyonluğu olduğunu duyuruyordu. artık adana demirspor ve bu spor maçları şampiyonluk için formalite görünümündeydi. tek amaç tanju’nun rekor kırması ve avrupa’da altın ayakkabıyı yakalamasıydı. ve tanju adana demirspor maçında attığı gollerle liglerin yeni kralı olurken metin oktay’ın rekorunda tarihe gömüyordu. denizli’nin sezon başı gösterdiği 90 puan barajıı’na ulaşıp şampiyonluk yakalanıyordu.
en büyük amaca şampiyonluğa ulaşılmıştı ya, belirlenen diğer bir hedef 90 gole ulaşılamaması fazla önem taşımıyordu.