ilk basımı 1993 yılında olan jupp derwall'ın "türkiye anıları" kitabından;
galatasaray takımı ve antrenörleri şimdi yeni bir meydan okumayla karşı karşıyaydılar.
avusturya ve isviçre şampiyonlarından sonra şimdi de fransa şampiyonu ile karşılaşacaklardı. bu, avrupa futbolunda yeri çok üst sıralarda olan bir takımdı.
ilk maç monaco prensliğimde oynanacaktı; bundan daha iyi bir başlangıç pozisyonu olamazdı. fransız ingiliz ve cezayirli futbolculardan oluşan monaco takımı bizim takımımızı yanlış değerlendirmiş olmalıydı; kendilerinden çok emin görünüyorlardı...
buna karşılık galatasaray ise, uefa kararından sonra kendini elinden gelen her şeyi yapmak ve iyi bir oyun sergilemekle yükümlü hissediyordu.
îkinci maçta 5-0 kazanan ve sportif açıdan daha güçlü olan takımın hakkı olanı aldığını herkese göstermek istiyorlardı.
takım, monaco'da da 1-0 galip geldi ve böylece, kendisinden kuşku duyanların yelkenlerinden rüzgârı almış oldu. yurt dışında oynamak zorunda oldukları ikinci maçı da başarıyla geçecekleri umudunu veren bir sonuçtu bu.
galatasaray, monaco'da izlemeye değer bir performans gösterdi. mustafa denizli'nin de son derece becerikli bir taktik uyguladığını söylemek gerekir.