ligin yeni takımı aydın, tarihi fenerbahçe takımına, fenerbahçe stadı’nda ve fenerbahçe'nin unutulmaz taraftarı önünde öylesine acı bir ders verdi ki sarı-lacivertli firma bu acıyı pek kolay unutamayacaktır.
fenerbahçe oyuna çok yavaş başladı. "bu futbolcularla 3-5-2'yı oynayamam" diyen hiddink fenerbahçe'yi o bildiği, alıştığı 4-4-2 de oynattı. ne var ki fenerbahçe bildiklerini de unutmuş adeta bir uyurgezer olmuştu. daha maçın ilk dakikalarından itibaren bu takımın bu maçı alacağına kimse ihtimal veremiyordu. ama bu takımın aydın gibi taze bir takımdan 6 yiyeceği de kimsenin aklına gelmezdi. orta sahada hiçbir üstünlük kuramayan, özellikle oğuz ve hakan’ın hiç etkili olamadığı 90 dakika içinde aydınspor her aldığı topla fenerbahçe defansını delip geçti ve büyük bir skor yakaladı. fenerbahçe'nin geri dörtlüsü aydınspor'un her kontratağına yeşil ışık yakarken fenerbahçe forveti, aydın kalesi önünde yakaladığı birkaç pozisyonu şansızlık da değil beceriksizlik sonucu yitirdi. özellikle, büyük gol umudu vokri'nin gol noktalarında zayıf vuruşları fenerbahçe'nın bütün şansını yok etti. üçüncü golden sonra fenerbahçe seyircisinin "dört dört" diye bağırması şampiyonluk umudu ile lige başlayan fenerbahçe'yi iyice düş kırıklığına uğrattı. ve tarihi fenerbahçe, sahada sanki mıhlandı.
aydınspor'un maç başından beri oyun taktiği defans ağırlıklı bir futboldu. bu defans ağırlıklı aydın, ilker gibi talip gibi ve cezayirli forvet oyuncusu klifa gibi üç hızlı adamına güveniyordu. fenerbahçe defansının arkasına ya da kanatlara uzanan toplara bu üç futbolcu yetişti ve duran adamları her defasında geçti. kalede yaşar'ın birkaç kurtarışı da olmasaydı fark rekora giderdi.
maç bitiminde tüm seyirciler tarafından alkışlanan aydınspor'du ve bunu hak etmişlerdi.