neuchatel maçı bize büyük güven vermişti. monaco’da sahaya ayaklarımız titremeden çıktık. ancak mustafa denizli kendine hep daha fazla güvendiği için bizi açık oynattı. bir kontratakta uğur topu bana verdi. soldan indim, bir orta kestim, tanju uçtu ve inanılmaz bir gol attı.
köln’deki rövanşta 40 metreden frikik golünüz gözümün önünde canlanıyor. nasıl bir cesaretti o mesafeden vurmak?
rövanşı neuchatel maçındaki ceza sebebiyle köln’de oynadık. ama orada daha çok seyircimiz vardı. orta sahanın biraz ilerisinde muhammed’e faul yaptılar. topun başına ben geçtim. etrafıma baktım, yakınımda kimseyi göremedim. ben de toptan 7-8 metre geriye açılmışım hiç farkında değilim. hatta yedek kulübesinden bizim arkadaşlar, ne yapıyor bu diye konuşmuşlar. monaco’nun kalecisi barajı kurdururken hakem işaretini verdi. topa sol ayağımla gözümü kapatıp öyle bir vurdum ki ben bile giderken hayretler içinde kaldım. çünkü, kariyerimde belki de 100’ün üzerinde frikik golüm var; ama hiç birisi böyle gitmedi. top yerden bir metre kalktı ve 40 metre boyunca hiç yükseklik değiştirmedi. kalecinin solundan ağlara gitti. o golü izledikçe hâlâ gözlerim doluyor.
mustafa denizli, 10 sayfalık raporumu dikkate almadı
ama sonra denizli seni çıkarmıştı?
denizli açık futbolu severdi. bitime 20 dakika vardı. monaco feci şekilde bastırıyor, biz ise hâlâ tanju ve uğur’la oynuyorduk. mustafa hocaya döndüm, “hoca değiştir şu forvetleri, bize defans lazım.” dedim. iki dakika sonra metin hazırlandı oyuna girecek, tabela bir kalktı, 8 numara. ben inanamadım. çünkü, sahanın en iyisiyim. ben çıktım, birkaç dakika sonra george weah golü attı. hele son 10 dakika bizim kaleyi allah korudu.