fenerbahçe'nin transferine bir türlü akıl sır ermiyor. geçen yıldan beri sanki bir defans sarasına tutuldular. yerli olsun, yabancı olsun, nerede bir defans oyuncusu bulsalar, bedavaya geliyormuş gibi kapıyorlar. geçen yıl nejat, vedat gibi oyunculara yapışmışlardı. şaşıyorum defans oyuncularına astronomik transfer ücreti ödeyen türkiye'den başka bir ülke yoktur. son olarak da fenerbahçe hollanda'dan marcel brandts diye bir savunma adamı getirdi. hem de 2 milyara yakın para vererek. futboluna hiddink kefilmiş. mademki hiddink büyük antrenördür, o halde onun kefil olduğu futbolcu da büyüktür! hiddink'ten önce de gelen antrenörler avrupa'dan getirdikleri futbolculara kefil olmuşlardı ama, hepsi tos çıktı. kala kala yine yerlilere kalmıştık. buna en iyi örnek de nielsen'dir.
hollandaki mercel'i dünkü sarıyer karşılaşmasında izledik. kanımızca en belirgin özelliği nielsen gibi fiziksel güzelliği. futboluna gelince eldekilerden bir üstünlüğü olduğunu anlayamadık. belki anlayanlar vardır. cepheden gelen toplarda etkili, yan toplarda ise yavaş görünüyor. kuvvetli bir fiziği var. uzak noktalara toplar atmak istiyor. ancak oynadığı futbol, onun yerinde oynayabilecek wişnewski, ercan, gökhan, hasan ve müjdat'tan farklı gözükmüyor.
sonuç olarak söylemek gerekirse fenerbahçe dün büyük umut marcel'in de katkısryla dramatik bir 3-5-2 sergileverek sarıyer'den 4-0 gibi açık bir yenilgi aldılar. ne yapalım, bir hazırlık maçı deyip geçmek gerekiyor.