beşiktaş, almanya'nın gelsenkirchen kentinde chelsea'ye 2-0 yenilip şampiyonlar ligi'ne veda etti. hasselbaink ve bridge'in golleri, siyah-beyazlıların kulağını prag'a çevirdi. sparta prag, uzatma dakikalarında lazio önünde gol bulup 2. tura çıktı. bu sonuçla uefa kupası'na kalan beşiktaş, 2.5 milyon isviçre frangı ödülü de çek takımına hediye etti.
***
yüreği uefa'ya yetti
ilk maçta kontratakla 2-0 yendiği chelsea karşısında sadece bir kez pancu'yla gole yaklaşan beşiktaş, hasselbaink ve bridge'in golleriyle şampiyonlar ligi 2. tur biletini prag'a ikram etti.
beşiktaş bu gruptan çıkmaya öyle şartlanmıştı ki, insanı şaşırtan bir çalışma içerisine girmişti. almanya'ya çıkarma yapan siyah-beyazlı yönetim sahadaki mücadeleye destek vermek için '40 dereden su getirdi' demek yanlış olmaz. istanbul'dan 50 ateşli taraftarı tribünler arasına yerleştirmeyi dahi planlayan beşiktaş yönetimi, inönü'nün modern cazgırı erkan ulusel'i unutacak değildi ya... almanya ikinci vatan olduğuna göre arena da 2. inönü olmalıydı. kolkola girmiş, beşiktaş'ı desteklemeye gelmiş f.bahçeli, g.saraylı, trabzonlu taraftarlar futbola ve futbolun evrensel değerlerine ayrı bir güzellik katarken, ay yıldızlı bayrakların arasında yerini almış azarbeycan, türkmenistan, kktc, kırgızistan bayrakları türk'ün gücünü gösterir gibiydi. futbolun modern cazgırının diliyle, seyirciler kimi zaman ıslıkla kimi zaman alkışlara bürünerek dün gece arena stadı'nda siyah beyazlı oyunculara yürekten destek verdi maçı izlemeye gelen onbinler.. skorborddaki zaman göstergesini kapatma ayrıntısını bile akıl eden yönetimin, prag'taki maçı düşünerek ikinci yarıya konfetilerle zaman çalma planı, 'yeter atmayın, amacımıza ulaştık' anonslarını dikkate almayan gurbetçiler ile modern cazgır arasındaki bu dialog bir nevi kara mizaha dönüştü.
ah pancu o gol kaçar mı? böyle bir atmosferde oynanan karşılaşmanın ilk yarısında kontrollu ama gergin bir mücadele vardı. ilhan'ın kaşının açılmasına, saha kenarında küçük bir ameliyat geçirmesine bile sarı kart göstermeyecek kadar seyirci kalan hakem frisk, chelsea'li futbolcuların sertliklerine prim tanıdı. chelsea kontrollu ama ilk yarıda kaleyi daha çok yokladığı bu dilimde 6 şut, gibi gol girişimi ve 2 kornerle beşiktaş'tan üstün bir görüntü çizdi. ancak pancu'nun 42. dakikada kaan'ın pasında kaleci ile karşı karşıya kaldığında topu fileler yerine auta atınca tarihi bir fırsat tepildi. 90 dakika bittiğinde görülecekti ki, pancu'nun tribünleri gözyaşına boğan, lucescu'ya şaç baş yoldurtan bu pozisyon maçın dönüm noktası olduğu ortaya çıkacaktı. chelsea avantajlıyldı çünkü beraberlik yetiyordu. chelsea avantajlıydı çünkü çıkmayı zaten garantilemişti. ikinci yarıya soğukkanlı, ne istediği bilen ve rakibinin hata yapmasını bekleyen bir oyun anlayışıyla sonuca ulaştı. 75. dakikada heskey, 86. dakikada bridge buldukları gollerle beşiktaş'ın gruptan çıkma umutlarını arena'ya gömdüler. beşiktaş'a en acı veren dakikalar ise avantaj olur düşüncesi ile uzattıkları anlardı. çünkü prag'tan gelen gol haberi bu dakikaları acıya dönüştürdü. dün gece lucescu çok şey yapamadı. çünkü kazanmak zorunda olduğu bir maçtan turu getirecek sonucu çıkaramadı.