kullanılan serbest atış: beşiktaş 17, galatasaray 20
ceza alanı içinden şut: beşiktaş 6, galatasaray 5
ceza alanı dışından şut: beşiktaş 4, galatasaray 7
kaleyi bulan şut: beşiktaş 6, galatasaray 9
dışarı giden şut: beşiktaş 4, galatasaray 3
köşe atışı: beşiktaş 1, galatasaray 6
ofsayata düşüş: beşiktaş 0, galatasaray 6
seyirci: 25.498
hasılat: 592.415.000 tl
---
hilmi türkay
tsyd kupası üçüncü kez beşiktaş'ın.
birinci maçta fenerbahçe'yi 2-1 yenme başarısı gösteren siyah-beyazlılar, dün galatasaray karşısındaki 3-3 lük beraberlikle kupayı üst üste üçüncü kez müzelerine götürdüler.
beşiktaş taraftarı, kuşkusuz daha fazlaydı inönü stadı'nda. bir gün önceki fenerbahçe’ye karşı farklı kaybeden galatasay'ın taraftarı ise hem az hem de sessizdi.
maç öncesi kadrolar açıklanır ken galatasaray takımında asların bulunmadığını gördük. beşiktaş ise her zamanki kadrosuyla sahadaydı. galatasaray takımı sahaya çıktı, çık yoktu tribünlerde. mustafa denizli ve asları koridordan sahaya çıkarlarken galatasaray tribünlerindeki suskunlar bu kez ayaktaydılar "yuh... yuh..." ve ardından durmak bilmeyen ıslıklar denizli’nin başı önde, futbolcuların başları önde taraftarın tepkisi hayli uzun sürdü. en azından farklı yenilgiye karşın yine a takımını sahada görmek isliyorlardı, ama denizli b takımını sürmüştü sahaya ve denizli maç sonrasında basın mensuplarına bu konuda şöyle diyordu: "onlar da benim futbolcularım değil mi. onlara hiç şans tınmayacak mıyım?"
evet, hakem sabri çelik'in düdüğü ile maç başladı. dakikalar ilerledi, ne mücadele ne de doğru düzgün bir hareket. al gülüm, ver gülüm, yapılan onca pas hataları ve ardı ardına kaçırılan üçer beşer adımdan goller. âdeta uyur gibi oluyoruz. hatta basın tribünündeki görev yapan arkadaşlar birbirleri ile konuşuyorlar "ne yazacağız, hiç birşey yok. tak kelime ile rezalet. uyuttular vallahi." gerçekten de uyuttular. eğer ilk yarının sonlarına doğru ve ikinci yandaki goller de olmasa ne yazacaktık bilmiyoruz. doğrusu beşiktaş da kötüydü. galatasaray da.
hadi diyelim ki, galatasaray ikinci takımıyla sahadaydı, yanlışları olur, normal karşılayalım, peki ya beşiktaş? fenerbahçe karşısında ortaya koydukları futbollarının dörtte birini bile oynamadılar. kaleci engin kalecine üç top geldi üçü de gol oldu. hele erhan'ın 35 metreden yaptığı ortanın gol olmasına ne demeli. geçen yıl da aynı hataları yapıyordu, bu yılda aynı. biraz genç metin’e şans tanımak gerek. orta alanda yine mehmet biraz çalışır gibi göründü, biraz da ileride metin. o da ilk yarıda vardı. ikinci yarıda kayboldu sahada galatasaray'ın "b takımı" diye adlandırdığımız ikinci takımında iyi olarak gördüğümüz hiç kimse yoktu. kötülerin iyileri erdal ile prekazi idi.
goller
ilk golün dakikası 13'tü. erdal erhan paslaşmasında top en son k. bülent'e geldi. k. bülent'in cezaalanına ortaladığı topa uçarak kafayı vuran b. bülent'ti. 0-1. 31. dakikada metin skoru 1-1 yaparken 43 dakikada feyyaz'ın pasıyla ali ilk yarının skorunu belirle di.
68. dakikada erhan'ın ortası gol olurken skor yeniden eşitlendi. bir dakika sonra mehmet, kişisel çabası ile siyah beyazlı takımın üçüncü golünü attı. 78'de ise galatasaray’ın beraberlik golüne imzasını atan futbolcusu prekazi’ydi. maçın skoru beşiktaş: 3 - galatasaray: 3.
talihli seyirci
tsyd kupası'nın 3. maçında gişelerden bilet alan seyirciler arasında yapılan çekilişte geneto'nun seyircilere hediyesi opel corsa otomobil 305554 numaralı bilete çıktı.