5-2'lık sonuca bakmayın, bu maç bir basketbol maçı gibi de sonuçlanabilirdi. çünkü futboldan yoksun bir 90 dakikada defansların komedisi vardı.
fenerbahçe'nin galatasaray'ı yendiği ve üstelik fark yaptığı maçta sarı-lacivertli takım, belki de tarihinin en dağınık, disiplin ve futboldan yoksun maçını çıkarırken galibiyete bireysel yeteneklerin attıkları gollerle ulaştı.
ilk 30 dakika galatasaray'ın bilinçli ve sahaya çok iyi yayılan oyunu vardı. ve nitekim öne geçen taraf g. saray'dı. müjdat'ın oyundan atılması ile gökhan'ı ortaya alan hidding, liberoya da hasan’ı alırken yapılacak en doğru kararı vermişti. artık orta sahadan daha iyi top çıkaran fenerbahçe'ydi. sarı-lacivertliler, önce beraberliğe ulaştılar, sonra da golleri sıraladılar. hakan'ın vokri ile iyi bir diyalog kurması, galatasaray defansını allak bullak etti. ama yine de 10 kişi ile oynayan ve defansa ağırlık veren fenerbahçe'nin galatasaray önüne geçmesi olası değildi. f. bahçe taraftarların bile farktan korktuğu maçta bir mucize bekleyen taraf fark attı.
bir basketbol maçına dönüşen dakikalarda iki taraf da topu alıp karşı kaleye giderken hiç bir engelle karşılaşmıyor, ama gol noktalarında futbolcular ya tökezleniyor ya heyecanlanıp topu dışarı yolluyorlardı. sayısız fırsatlar kaçırdı iki taraf da. futbol adına hepsi birer koskoca ayıp olmalıydı. ve daha az ayıp yapan, daha az hata yapan taraf maçı kazandı. o da fenerbahçe’ydi. sonuç kimseyi yanıltmasın, iki büyük de lige hazır değil. ikisini de sürprizler bekleyebilir.