roma / napoli — roma olimpiyat stadı'nın dışına ilk kez çıkan italya, beklenmedik bir şekilde final umudunu yitirdi. hem de italya 90'da yediği tek golden sonra. aslında tüm futbol otoriteleri gibi italya da bu sonucu beklemiyordu. teknik direktör vicibi finalden o denli emindi ki birbirleriyle çok iyi anlaşan schillaci - baggio ikilisini bozarak finalde gol açısından daha güçlü olmak için formsuz vialli'ye ilk 11’de yer vermişti. ama bicini'nin yaptığını, bizim dilimizde "dereyi görmeden paçayı sıvamak" özdeyişi çok iyi açıklıyordu. hele bu kupada 'kataneçyo'yu en iyi uygulayana ve caniggia gibi karşı atak oyuncusuna sahip olan arjantin'i hafife almak vicini’nin yaptığı en büyük hataydı. vicini maradona’ya bile markaj yaptırmak gereğini duymamıştı. maradona bu şampiyonada kötü oynuyordu. arjantin de öyle ama italya'nın karşısında son dünya şampiyonasının 1 numarası olarak çıkan arjantin deneyimi vardı. maradona ise kötü olsa bile her zaman oyunu değiştirebilecek yeteneklerini kullanabiliyordu. brezilya'yı maradona saf dışı bırakmamış mıydı? bicini tüm bunların hesabını iyi yapmamıştı.
oysa her şey italya’nın lehine gelişiyordu. daha ilk yarıda kazanılan ofsayt gole de orta hakem vautrot, yan hakemi michelsen'e uzun uzun baktıktan sonra onun santraya koşmasından sonra ofsayt golü onaylamıştı. arjantinli futbolculara üst üste sarı kart göstererek onları pasifize ederken italya'ya avantaj tanımıştı. ama italya kazanacağından o denli emindi ki kendisini zorlayıp skoru garantiye almaya gerek bile duymamıştı. 17 italya atağının 15'inde schillaci'nin ofsayta düşmesi bile onları önlem almaya götürmemişti. oyunun başından itibaren hiçbir varlık gösteremiyen vialli tam 70 dakika futbol alanında tutulmuştu. vialli sahadan çıkarken elini iki omuzuna götürdükten sonra başına koyup tanrıya dua ediyordu. bu dua "yine başaramadım, tanrım yardım et" şeklinde miydi? yoksa vialli takımının durumunu iyi görmeyip italya için mi tanrıya yalvarıyordu? onun saha kenarına geldikten sonra sırt üstü yatıp penaltı atışlarına kadar maçı bile izlememesi daha çok kendini düşündüinancına götürdü bizi.
bundan önceki yorumlarımızda italya için en büyük tehlikenin ne pahasına olursa olsun dünya şampiyonluğuna koşullanması olduğuna değinmiştik. kendileri ve yandaşları bundan başka sonuca hazır değillerdi. maç içinde yenilenecebilecek kaza golünü düşünüp psikolojik olarak buna hazılanmamışlardı. nitekim arjantin golü attıklan sonra adeta neye uğradıklarını anlayamadılar. toparlanıncaya kadar maçın normal süresi bitti. hem de arjantin'in mükemmeltop çevirmesi ile şaşkına dönerek.
uzatma devresinde ise yürüyecek halleri kalmadı. uzatma süresinini ilk yarısı tam 23 dakika oynatıldı. 15 dakikalık devreyi 8 dakika uzatma ekleyen vautrot, böylece tarihe geçti. arjantinli futbolcu guisti (14) uzatma bölümünün 5 dakika 22. saniyesinde kırmızı kart gördü. hem de stattaki 59 bin izleyicinin ve basın mensuplarının hiçbir şey alamadığı bir pozisyondan sonra. en küçük pozisyonları bile defalarca yineleyen italya televizyonu, birçok kamera ile maçı yayınlamasına karşın olayu yakalayamamış veya tekrarını göstermek işine gelmemişti. bu da italya için iyi bir avantajdı. amabu avantajı iyi kullanan italya değil arjantin oldu.
maçın gendinde savunmada kalıp daha az güç harcayan arjantin, diri kalmıştı. italyan futbolculara kramplar giriyordu. hem uzatmayı kramplar nedeniyle yürüyerek zorla tamamladı italya’nın en başarılı futbolcusu donadoni'nin atılan pası kovalayacak hali kalmamıştı. işte bu donadoni penaltıyı kaçırdıktan sonra sıra maradona'ya gelmişti. maradona penaltıyı gole çevirince kulübeye koşup arkadaşlar ile sanki finalist olmanın sevincini yaşıyordu. oysa italva son penaltıyı arjantin kaçırdığı an skor eşitlenecekti. ama maradona sonucun ne olacağını hissetmişti galiba. kaleci goycochea bir penaltı daha kurtarınca italya son atışı kullanmasına gerek kalmadı. artık arjantin finalist olmanın sevincini yaşıyordu.
yedek kulübesinden gelip 2 maçta 4 penaltı kurtaran goycochea, italya'nın final şansını yitirmesi roma’daki karnavalların sonu oldu. daha önceleri italya'nın maçlarından sonra bayram yerine dönen roma, şimdi sessizlik ve hüznü yşıyor. gece yarısına doğru napoli'den roma’ya geldiğimizde sokaklarda için için ağlayan genç kızlar gördük. belki de onlar, "keşke dünya şampiyonluğuna bu denli alışmasaydık" diye düşünüyorlardı. balkonlardaki bayraklar henüz inmedi ama sanki onların dalgalanmasında bile hüzün vardı.