roma — italya televizyonu maçtan 1 gün önce irlandalı futbolcularla röportaj yaptı. maçla ilgili görüşlerini söyleyen s. irlanda kaptanı mccarthy, “yenersek ne iyi, yenemmezsek de çok kötü olmaz. çocuklarımı özledim ve eve gitmek istiyorum" dedi. teknik direktör jack charlton da pek fazla düşübmüyordu: "bu takım görevini yapmıştır. buraya kadar gelmesi de büyük başarıdır" dedi charlton. işte irlanda bu duygular içerisinde son derece rahat çıktı maça. bu rahatlık s. irlanda'nın işini kolaylaştırırken, tersine ıtalya'nınkini de çok zorlaştırıyordu. çünkü italya ilk kez karşısında sadece savunma yapan değil, uzun toplarla başarılı ataklar planlayan bir rakiple karşılaşıyordu. tam bir yürüyen kule olan quinn italya savunmasından her topu aldığı gibi, kafa şutlarıyla da zenga'yı terletiyordu. gerçi italya'nın en ünlü oyuncusu maldini, quinn ile adam adama oynuyordu ama “yürüyen kale"den kafa topu alması hiç de kolay değildi. bu nedenle italya sadece atakta değil, savunmada da çok dikkatli oynamak zorundaydı. bu duran da italya'yı atağa çok adam gönderememe sıkıntısına düşürüyordu.
kupada iddialı olmak gibi bir sorunu olmayan irlanda, maçın ilk saatinde oldukça zorladı italya'yı. italya ise ilk ciddi atağında gol attı. donadoni'nin yaratıcılığı ve vuruş becerisi italya'nın 'kurtarıcı' dedikler schillacci'nin çabukluğu, italya'ya ummadığı bir anda gol getirdi. eğer schillacci müthiş çabukluğu olmasa bu gol gerçekleşmeyebilirdi.
schillacci'nin direkten dönen frikik atışı ise belki de bu şampiyonanın en sert şutuydu. işte irlanda'da bu eksiklikler vardı. yaratıcı oyuncuları yoktu ve iri fiziklerine karşın, uzaktan şut atamıyollardı. italya daha çabuk oyunculara, s. irlanda ise kalıplı futbolculara sahipti. italya'nın çabuk ve ayağa top oynaman gerekirken, zaman zaman onlar da yüksek top oynama yanlışlığına düşünce, s. irlanda zor bir rakip oldu kendilerine. sonuçta her iki takımın istediği de oldu. s. irlanda özlediği evine döndü, ama 17 maçlık yenilmezlik unvanını bırakarak. italya ise zorlanmasına karşın schillacci (kurtaran)'nin golü ile yoluna devam etti. ama bu gidişinin sıkıntıları da gözden kaçmadı. gol atamamak ve umudunu schillacci'ye bağlamak gibi.