tuncay, kırmızı şeytanlar'a pabucunu ters giydirdi. birbirinden şık 3 gol attı. hele bir ilk gol vardı ki, seyrine doyum olmadı. fenerbahçe, 9 puanla 3'üncü oldu. çok yazık oldu.
daum, old trafford'da sahaya 4 forvetle çıktı. saracoğlu'nda ise çeyrek manchester'a karşı tek forvet oynadı. aklın yolu bir. önce koşacaksın, sonra kazanacaksın. 55.dakikada manchester united'ın ilk tehlikeli atağı gelişti. maçın tek hakimi, kazanmak isteyeni f.bahçe'ydi. futbolcuların bu arzusuna saracoğlu tribünleri de katıldı. maçtan önce pazar günkü derbiye göndermeler yaparken ilerleyen dakikalar, tribünleri de maça ortak etti. sarı-lacivertli takım hücum gücünü sol kanadına yığdı. ronaldo, philip neville'a hiç yardım etmiyor, kaptan ümit özat, bu bölgeyi tuncay'ın da yardımıyla formula 1 sürücüleri gibi kullanıyordu.
bu ikiliye dikkat edin ancak maçın organizatörü, gollerin kahramanı tuncay ya da pasların hükümdarı alex değildi. selçuk-aurelio ikilisi, manchester'a nefes aldırmayan bir üretkenlikle orta sahayı takımlarına kazandırdı. 25.dakikada alex'in faul atışında selçuk altı pas üstünde topa dokunamayınca fenerbahçe bir golden oldu. ama bu atak akıllardaki, "biz bunlara gol atamayız" sorusunu açığa çıkardı. ingilizler bocalıyordu. art arda gelen alex imzalı iki frikikten sonra fenerbahçe'nin de hızı kesildi.
tribünleri kırmadılar ancak bu bölümde eksik manchester'ın sağlam bir oyuncusu; maçın hakemi ispanyol dauden'i de atlamamak lazım. yorum tercihlerinde ingilizler lehine düdük çalmaya başladığında saracoğlu'nda top oynatmanın zor olduğunu anladı. ıslıkların altında kalınca düdüklerinin de tartısını değiştirdi. ikinci yarı muhteşem bir golle açıldı. 47'de ümit'in nefis ortasına tuncay'ın altı pas içinde ne vole ne de röveşata diye tanımlanacak zarif vuruşuyla ilk gol geldi: 1-0. 55'te manchester gole çok yaklaştı. ronaldo'nun dengesini bozduğu fenerbahçe defansı 3 manchester'lıyı birden boş bıraktı, en son arka direkte topla buluşan richardson yakın mesafeden yan ağları hedefledi. 62'de serkan'ın yarattığı faul atışını alex altı pas içine kullandı, tuncay nefis bir kafayla skoru ikiledi: 2-0. bu golle hem seyirci hem de fenerbahçe rahatladı. tribünler, "üç, üç, üç" haykırışıyla sahadakilere gaz verdi. hata yapma sürecini atlatan sarı-lacivertliler daha net paslar yapıp daha "cool" bir şekilde ceza alanına gelmeye başladılar. +91'de serhat'ın pasında tuncay, seyircinin istediği 3.golü de kaydetti: 3-0. bu maçta benim merakım takımın oyun kurucusu brezilyalı alex'in performansıydı. büyük maçların oyuncusu olup olmadığını bu karşılaşmada daha net görecektik. bence müjdeyi bu karşılaşmada verdi. f.bahçe'nin 2 maçta yenildiği olympique lyon bu arada sparta prag'ı 5-0'la gole boğup grup birinciliğini elde ediyordu.