dün gece emre'yi çok aradık. organizasyon ve hücum girişimleri emre'siz çok zor. adeta beyni alınmış bir organizma gibiyiz. danimarka'da işimiz zor.
dün gece kadıköy'de güzel şeyler yaşadık. milli takımımız, 501'e ulaştı. ayrıca asya kıtası'nda olmasına rağmen avrupa futbol birliği'nde (uefa) mücadele eden kazakistan gibi bir takımla oynadık. kötü bir takım ama dünyanın en beyefendi ekibi. faul yapıyorsun bakmıyorlar, faul yapıyorlar; oyuncumuzu kaldırıp öpüyorlar, hakem ters kararlar veriyor, ağızlarını bile açmıyorlar. bunlar bizim sahalarımızda görmeye alışmadığımız oyuncu tipleri. dün geceki maç hiçbir şey için ölçü olmaz. maçı değil 4-0, 14-0 da kazansak, ya da 1-0 zorla kazansak geleceğimiz için bu maç ölçü olamaz. zira dünyanın en iyi takımları bile böylesine zayıf takımlar karşısında iyi oynayamadılar. ama dün gecenin parıltılarına baktığımızda servet'in ve necati'nin milli takım'a oturduklarını söyleyebiliriz. özellikle necati hem forvet, hem de orta saha özelliğiyle içeride ve dışarıda çok etkili olabilir. servet iri ama bu iriliğiyle bağdaşmayacak bir çabukluk içinde. fatih penaltıyı kaçırdı ama sonra 2 gol atıp moralini düzeltti. onun da vuruş tekniği çok iyi. sıkıntı kanatlarımız. iyi kullanamıyoruz. özellikle böyle kapanan rakiplere karşı kanatları çok iyi kullanmak lazım. dün gece emre'yi çok aradık. organizasyon ve hücum girişimleri emre'siz çok zor. adeta beyni alınmış bir organizma gibiyiz. dün gece bu fazla kendini göstermese de çarşamba gecesi emre'nin yokluğunu önemli ölçüde hissedebiliriz. kopenhag'da bizi çok zorlu bir gece bekliyor. orada da yenilmememiz lazım. dün geceki ukrayna-yunanistan beraberliği, grupta puan kayıplarının çok olabileceğini gösteriyor. o halde danimarka'da kaybetmezsek birincilik şansımızı hâlâ sonuna kadar sürdürebiliriz. ama danimarka evinde yunanistan'dan da ukrayna'dan da daha etkili. çok ama çok dikkat etmemiz lazım.