30 milyarlık primdeki kesintiyle şaşıran milliler, kazaklar'ı net bir skorla devirdi: 4-0. milli takım kazakistan'ı farklı geçip grupta birinci sıraya yükseldi.
kadıköy'de tribünler tıklım tıklım, seyirci bilinçliydi. herkesin elinde türk bayrağı vardı. ortam müthişti. ilk iki maçta iki puan alan milli takım ve hocası ersun yanal bıçak sırtında idi. kazakistan'a karşı yaşanacak bir kaza kriz yaratacaktı. alınacak galibiyet danimarka seyahatine moral pompalayacaktı. ancak milli takım kampında 1 hafta boyunca çeşitli krizler yaşandı. primlere gelen vergi kesintisi ve yanal'ın çok başlı yönetimden şikayet etmesi sıkıntı yaratmıştı. ama asıl gündem hakan şükür'ün milli takıma alınmamasıydı. sonuç, ya hakan olayını yeniden gündeme taşıyacak ya da savaşı yanal kazanacaktı. hakan şükür, yanal'ın üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanıyordu. yanal'ın 11'i fenerbahçe ve trabzon ağırlıklıydı. dörtlü savunmanın önünde hüseyin ile serkan ön libero oynayacak, gökdeniz-fatih- nihat üçlüsünün arkasında necati hücuma destek verecekti. milli takım yerden oynayıp ayağa pas yapacak, araya atılan toplara gökdeniz, nihat ikilisi fırlayıp gol atacaktı. ama görüntü "saldım çayıra mevlam kayıra" şeklindeydi. yerden oynamıyor, geriden şişirme toplarla kazak kalesine hücum ediyor, ama bir türlü yüksek toplarda etkili olamıyorduk. ümit özat ve deniz ayağındaki topları pasa dönüştürmek isterken rakibe atıyordu. emre'nin sakatlığı orta alanda lider eksikliğini ortaya çıkardı. çünkü topa basamıyorduk, ayağa pası oynayamıyorduk. kale önünde çoğalıyorduk ama birbirimize yakın oynadığımız için son hareketi yapamıyorduk. 17. dakikada sürpriz bir gol bulduk. nihat'ın yerden sert ortasında kazak savunmasından seken topu gökdeniz'in klas bir vuruşla doksana şutladı. gol sonrası kazaklar risk alıp üzerimize gelmeye başladı. süratli oyuncularmız için boş alanlar oluşmuştu ama nihat ve gökdeniz kenarlardan hücum edeceklerine sürekli içeri kaçıyordu. necati de geriye gelip top kullanmaya çalışıyordu. sistem içinde oynamıyor, organize hücumlar düzenlemiyorduk.
ikinci devrede coştuk ikinci yarı ise müthiş bir milli takım izledik. yanal, nihat'ı sağa, gökdeniz sola çekip necati'yi de fatih'in yanına monte edince ve "önde basın" talimatını verince kazaklar'ı nakavt ettik. nihat'ın 48. dakikada kaçırdığı golden itibaren kazak kalesini dövmeye başladık. 50'de nihat'ın golüyle skoru 2-0'a taşıdık. artık kanatları kullanıyor özellikle ümit özat'ı sağdan sürekli kaçırıyorduk. 55'te necati'nin yarattığı penaltıyı fatih ile gole çeviremedik. ama yaylım ateş gibi kazak kalesine akın düzenliyor, inanılmaz pozisyonlar kaçırıyorduk. hasan ve tuncay'ın girmesiyle vites yükselttik. nihat'la ve hamit altıntop'la direkleri geçemedik. ama 90'da tuncay'ın hazırladığı pozisyonda fatih ile 500. golümüzü attık. 90+2'de fatih'in klas vuruşuyla kazaklar'a son darbeyi vurduk. ammaa!! danimarka'ya karşı bu orta saha ile top göremeyiz, rakip kaleye de gidemeyiz.