sparta prag zaferinin neşesi, lyon-m.united beraberliği ile daha da arttı. tıklım tıklım dolu tribünler, hasılat ve uefa'dan gelecek prim de cabası...
kolay değildi milyonlarca f.bahçeli için sparta prag maçı... 2001-2002 sezonundaki şampiyonlar ligi macerası tam bir felaketle noktalanmıştı f.bahçe için... oynadığı 6 maçı da kaybeden sarı-lacivertliler bunun izlerini silmek için yanıp tutuşuyordu... ve sparta prag maçı ile başladı yeni şampiyonlar ligi macerası. ama bu sefer hüzün değil zafer vardı f.bahçeliler için... van hooijdonk'un golü ile kazanılan maç sonrası yüzler gülüyordu f.bahçe'de...
kazanmak ne güzel şampiyonlar ligi'ne galibiyetle başlamak coşturdu f.bahçe'yi. yöneticisinden taraftarına kadar herkes, "kazanmak ne güzel" derken, grubun diğer maçında lyon ile manchester united'ın beraberliği ile gelen liderlik de keyifleri artırdı. şampiyonlar ligi'ne küçük de olsa avantaj ile başlamak moralleri iyice yükseltti f.bahçe'de. ayrıca şükrü saracoğlu stadı'nı tıklım tıklım dolduran taraftarların inanılmaz desteği ve elde edilen hasılatın yanısıra uefa'dan gelecek olan 500 bin isviçre frangı tutarındaki galibiyet primi de maddi kazançlarıydı f.bahçe'nin.
eksikler de var bu kadar güzel şeyin yanında takımın kaliteli kadrosuna rağmen istenilen güzel futbolu bir türlü oynayamaması ve servet'in kırmızı kartı ise bir nebze olsun endişe yarattı camiada. fabiano'da ısrar eden daum'un türkiye'nin en iyi pres yapan oyuncuları arasında gösterilen serkan balcı'yı orta sahada oynatmaması, tuncay ile serhat'ı kanatlara hapsetmesi ve brezilyalı yıldız alex'in yeteneklerinden yeteri kadar yararlanmaması sarı-lacivertlileri düşündüren sorunlar.