futboldan kazandığı paranın haddini hesabını bilmeyen ünlü futbolcu, fenerbahçe'nin adını dahi bilmiyor...
yalçın pekşen
babasının göbek adından, çocuğunun ayakkabı numarasına kadar biliyorduk pele'yi. pele’yı hiç tamımamış ünlü bir düşünürürün dediği gibi «yeryüzünde söylenmemiş şey yoktu.» bu lâf pele için söylenirken, «pele hakkında yazılmamış şey yoktu» denebilirdi. yine de bir röportaj yapmak için gittik yeşilköy'e.
dünyanın birçok kralından daha fazla tanınmış bir «futbol kralı», parlak yanar döner kumaşlar içinde süklüm püklüm oturan zencş idi işte. sempatik gülüşü, kendisini saran gazeteci çemberi içinde duyduğu sıkıntı yüzünden fazla devam etmedi. yine de fotoğraf çekilirken gülüneceğini biliyordu. binlerce, belki onbinlerce röportaj yapışmıştı kendisi ile. tercümanı vardı. biliyordu, yahut düşünüyordu ki, gazeteci kafasında kurduğu klişe bir lâfı aldı mı çeker gider. bizde ise resim çektirmekti gazetecinin derdi. ve pele, işte bu yüzden objektifi görür görmez aslan çehresinin çizgilerini yan taraflara doğru yayıyordu.
bu kargaşalıkta cevabının ilginç olabileceğini düşündüğüm bir tek soru sorabildim pele'ye, «türkiye'de hangi takımla maç yapacağını biliyor musun?» ve cevabı düşündğüm gibi. bilmiyordu pele, fenerbahçe'nin adını. sağdan soldan «fenerbahçe» lâfları yükseldi. yine de telâffuz edemedi ve bu defa samimi olarak güldü: «galiba katalaç gibi bir şeydi» dedi.
değer biçemiyorlar
«pele hakkında söylenmemiş, ya da yazılmamış şey yoktu» dedik ama, santos'un bir idarecisi bizim duymadoğımız ilginç bi açıklama yaptı:
takımın bütün oyuncuları sigortalı oldukları halde, pele sigortalı değildi. sebebi daha da ilginçti: sigorta şirketleri pele'ye değer biçememişlerdi. evet dünyanın hakiki krallarına bile değer biçen sigorta şirketleri bu ülkenin kralına değer biçememişlerdi.
işte böylesine büyüktü bugün dolmabahçe'de seyredeceğimiz futbolcu.